Michael Skibbe

"Skibbe futbolu bilmiyor", "Skibbe Galatasaray'ın ağırlığını kaldıramıyor", "Herr Skibbe defol git" gibi 2 kelimelik, basit yargılara dayanan cümlelerle yazar olduğunu, futbolu çok iyi bildiğini sanan çok fazla şahsiyet var. Aynı şekilde "Skibbe tam Galatasaray'ın yapısına uygun, karizmatik bir hoca", "Skibbe'nin kenardaki bakışları bile onun ne kadar iyi kalpli bir insan olduğunu gösteriyor", "Skibbe çok mütevazi, işine saygısı olan, Galatasaray'a yakışan bir hoca" gibi yorumlarla da genel fikrin negatifini savunmak, marjinal olmak için uğraşan bir kesim var. Skibbe'yi sokaktan getirmedi Galatasaray yönetimi, hayatında ilk kez futbol topu görmüyor, kaç yıl görmüş geçirmişliği var o çimler üzerinde. Futbolu bilmiyor diye kestirip atmak ne kadar kolay. Ayrıca ne karizmasından, ne de mütevaziliğinden dolayı geldi Skibbe Galatasaray'a. Playboy veya melek almıyor yönetim, teknik direktör alıyor... En büyük sorun da buradan kaynaklanıyor zaten. İnsanların büyük bir bölümü bir şey hakkında kesin bir yargı belirtme ihtiyacı duyuyor. İyi veya kötü, evet veya hayır, çirkin veya güzel gibi. İlla ki Skibbe gitsin, kalsın demek zorunda değilsin, yazarsın Skibbe şöyle bir adam, şu yönleri iyidir, şu yönleri kötüdür, Galatasaray'a faydalı olur veya olmaz... Bunu çok çok ufak bir kesim yapmakta. Yapımızdan mı kaynaklanıyor, neden kaynaklanıyor bilmiyorum ama, konuların detayına inmeyi, incelemeyi, analiz yapmayı pek sevmiyoruz. Skibbe iyi, Skibbe kötü. Tamam, bu kadar bitti. Neresi eğri, neresi doğru, neden kötü, neden iyi, ne yapılması gerekir gibi onlarca soruyu havada bırakan bir cümle...

Skibbe'nin doğru tercih olup olmadığı tartışılır. Sezon başında Uğur Meleke yaptığı Skibbe analizinde, Skibbe'nin eline yaşlı bir kadro verildiğini, Skibbe'nin genç oyuncularla bir yere geldiğini anlatmıştı ana hatlarıyla. Bu yüzden, Skibbe tercihinin doğruluğunun yanlışlığının tartışılması doğal ama Skibbe'nin gelişinden bu yana 4-5 ay geçti nerdeyse ve hala aynı muhabbet yapılıyor çokça kişiler tarafından. Skibbe tercihi çok iyi bir tercih olmayabilir ama biraz öne bakılmalı artık, Skibbe'yle nelerin yapılıp, yapılamayacağı irdelenmeli. Eldeki kadro yapısının Skibbe gibi bir teknik adam için çok uygun olmadığını düşünsem de, takıma oturtmaya çalıştığı oyun yapısını sonuna kadar destekliyorum. 2002'den sonra Avrupa'da ciddi şekilde dibe çökmüş, ortalama Avrupa takımlarına bile futbol olarak ezilmiş, bir direnç gösterememiş Galatasaray vardı. Bu sezona bakıyoruz... Steaua'ya elenilmiş sezon başında, başkan yarımız olan takıma elendik diye açıklama yapıyor. Steaua Galatasaray'ın yarısı falan değil, ortalama, Galatasaray'ı elemesi son derece doğal olan bir takım. Ancak kulübün başkanı böyle açıklama yaparsa, henüz 2.maçın ardından medyanın Skibbe'ye yaptığı baskı için de kızamazsınız birilerine. Galatasaray, Steaua maçlarını oynadığı sırada yaptığı transferlerin de fazla gazına geldi. Şimdi kafamızı çevirip o döneme baktığımızda, şimdiki takım ile arasında çok büyük bir fark olduğunu görüyoruz. Kolay değil, Skibbe yepyeni bir oyun anlayışı getiriyor ve bir takımın başına yeni gelmiş teknik direktöre tanınması gereken zamandan daha fazlasını hak ediyor. Misal, Feldkamp'tan sonra Feldkamp'ın felsefesini, oyun anlayışını devam ettirecek bir teknik adam getirseniz, ona daha az tahammül edebilirsiniz. Zira takımın oynayacağı oyun bellidir, felsefe bellidir, oyun anlayışı bellidir. Bir şeylerin değişmesi için çok fazla umutlu olamazsınız. Skibbe'nin aklındaki futboldan hala çok uzak Galatasaray, çünkü Galatasaray takımının belleğinde böyle bir futbol yok, ki ara ara belirmeye başladı Skibbe'nin kafasındaki şeyler. Sahaya yansımaya başladı. Bursaspor'a, Eskişehirspor'a kaybetmek elbette hoş değil veya G.Antep'e, Denizli'ye karşı kazanırken tatmin edici bir futbol oynanmaması da hoş değil. Lakin Galatasaray'ın oynadığı futbolu Denizli, Bursa maçlarıyla tartmamalı. Bu maçlar üzerinden uzun uzun çıkarımlarda bulunmamalı, uzun uzun analizler yapmamalı. Bu takımın oynadığı futbol hakkında fikir sahibi olmak için Fenerbahçe maçına bakılır, Benfica maçına bakılır, Trabzon maçına bakılır, Olympiakos maçına bakılır. Eh, bu maçlardaki tablo da çok kötü olmasa gerek...

Skibbe şu durumda ne yapsa suçlu olacak. Haftaya Ankaraspor maçında rotasyon yapsa neler neler denilecek, hele kaybederse. Ama şimdi Arda maçın ortasında kalp ritmiyle ilgili bir sorun yaşıyor, hemen Skibbe'nin gerekli rotasyonu yapmadığı, Arda'nın bundan dolayı sahada yığılıp kaldığından bahsediliyor. Alakası yok halbuki... Rotasyon yapmak bir gerekliliktir, sürekli aynı 11 ile çıkamazsınız maçlara ve Skibbe'nin rotasyon konusunda bazı eksiklikleri var ne yazık ki. Rotasyon kıvamında yapılmalı. 3-5 tane oyuncun olur belli, çok nadir kesersin onları. Şu anki Galatasaray'da kimdir desen; De Sanctis-Servet-Meira-Ayhan-Arda derim, kişiden kişiye bazı isimler farklılık gösterir bu listede. Ama geri kalan diğer futbolcular arasından; yeri gelir Baros oynar, yeri gelir Ümit oynar; yeri gelir Kewell oynar, yeri gelir Aydın oynar. Belli bir şablonu oturttuktan sonra, yedekler dahil tüm oyuncular bu şablona alıştıktan sonra, giren çıkan da pek fark etmez bir yerden sonra...

Devam ederiz daha sonra, yazılacak çok şey var Skibbe hakkında, şimdilik burada bırakalım...

3 yorum:

Emre Yılmaz dedi ki...

Skibbe ye karşı olan tutumu çok güzel açıklamışsın. Bende skibbe nin galatasaraya hoca olamayacağını savunanlardanım hatta galatasarayın başında bir çoban görünümünde ancak bu bit taraftar görüşü medya üzerine yaptığın tespit ise çok yerinde emeğine sağlık

Emre Yılmaz dedi ki...

Skibbe ye karşı olan tutumu çok güzel açıklamışsın. Bende skibbe nin galatasaraya hoca olamayacağını savunanlardanım hatta galatasarayın başında bir çoban görünümünde ancak bu bit taraftar görüşü medya üzerine yaptığın tespit ise çok yerinde emeğine sağlık

CaRtMaNtR dedi ki...

Şu anda rotasyon yapılamamasının bir sebebide neredeyse tüm rotasyona girebilecek yedek oyuncuların irili ufaklı sakatlıklarının olmasıdır sanıyorum.