Kaçan Balık Büyük Geldi

Futbola İskenderunspor'un altyapısında başladıktan sonra İskenderun Beşiktaşlılar Derneği'nin takımı olan Kartalspor'a geçen İsmail, Siyah-Beyazlı formayla daha küçük yaşlarda tanışır. İskenderun Kartalspor'da gösterdiği performansla kısa sürede büyük mesafe kateden ve 10 numaralı formayı sırtına geçiren İsmail, Gaziantepspor'un altyapı hocalarının dikkatini çeker.

2006 yılında G.Antepspor'un genç takımına transfer edilir. 2007-08 sezonunun son haftasına kadar amatör olarak PAF takımda oynar. Beşiktaş ise aynı sezonun 32. haftasında F.Bahçe maçında çıkan olaylar sebebiyle Bursaspor maçını Adana'da oynamak zorunda kalır. Maç için Adana'da bulunan Siyah-Beyazlı takımın kaldığı otele, İsmail'i İskenderun Kartalspor'da yetiştiren antrenörü ile bir yönetici gelerek Menajer Sinan Engin ve altyapı koordinatörü Halim Aydın'a genç futbolcuyu denemelerini önerir. Fakat Beşiktaşlı yöneticiler, bu teklifi geri çevirerek o dönem Gaziantepspor'un PAF takımında oynayan ve profesyonel sözleşmesi olmayan İsmail'i denemeyi bile kabul etmezler.

İsmail'in yüzüne şans birkaç hafta sonra güler. PAF takımdaki performansıyla göze batan genç oyuncu, 2007-08 sezonunun son haftasında oynanan Gaziantepspor-İstanbul Bş. maçında oynatılarak profesyonel sözleşme yapılır. Bir sonraki sezon ise tam 24 maçta forma giyen başarılı sol kanat oyuncusu, büyük takımları peşinden koşturmayı başarmıştır. 4 Haziran 2009'da başarılı bir fıtık ameliyatı geçiren genç İsmail, önceki gece 4,5 milyon Euro bonservis bedeli karşılığında Beşiktaş'a transfer olarak hayallerini gerçekleştirir. Beşiktaş yönetimi de 2 yıl önce bedavaya alacağı bir oyuncuya astronomik bir bedel ödeyerek renklerine bağlar.

KARŞIYAKALI RIDVAN'IN DA HİKÂYESİ AYNI

Beşiktaş yönetimi, İsmail'le birlikte Karşıyaka'nın parlayan yıldızı Rıdvan Şimşek'i 400 bin Euro karşılığında renklerine bağlamak üzere. 18 yaşındaki genç oyuncunun hikâyesi de tıpkı İsmail Köybaşı gibi. Genç milli takım kampındayken geçen yıl Ümraniye'de Yemen Ekşioğlu tarafından Siyah-Beyazlı yöneticilere önerilen Rıdvan, 19 bin Euro yetiştirme bedeli karşılığında Beşiktaş'a transfer edilecekti. Ancak yönetim, bu parayı vermeye yanaşmayınca bu transferin maliyeti 400 bin Euro'ya kadar yükselmiş oldu.(http://www.internetspor.com/news.php?news_id=9015)


Bana da şimdi kızacaksınız hep Beşiktaş'ın yanlışlarını yazıyorsun diye. Herkesin bunları bilmesini istediğimden yazıyorum. Bedava gelecek adama şimdi 4.5 milyon euro ve iki adam veriyoruz. Alıp pafta oynatsan ne olacak kardeşim ya. Giden paralara yazık, günah ya. O zaman kim varmış yazıyor işte Sinan Engin. Allah senin belanı versin ulan.

Mondiali Antirazzisti




Başlığı görenler ne bu diye şaşırabilirler,doğaldır.Sezon bittikten sonra boyalı basınımız at gözlüğünü çıkarmadı,tüm hızıyla endüstriyel futbolun gerekliliklerini yerine getirdi,sezon boyu bir maça ayrılan 4 sayfa yerini saçma sapan uyduruk transfer haberlerine bıraktı gazetelerde.Televizyonlarda 50-60 yaşına gelmiş,dünyadan bir haber ''efsane yorumcularımız'', olabilitesi imkansız transfer haberlerini tartıştılar saatlerce.Güzel şeyler es geçildi yine,yalanlar,dolanlar,çıplak peri masalları anlatıldı durdu,toplum kandırılmaya devam etti 1 aydır.Edecekte...Fotospor,fotomaç tarzı yazılar girmek yerine bu yaz,spora dair güzel şeyleri yazmaya çalışacağım.Bana ne Mehmet Topuz'un menajerinin şok etkisi yaratacak açıklamalarından,Tevez'in Beşiktaş'a gelme ihtimalinden...Şu günlerde 1997'den beri İtalya'da düzenlenen ''Irkçılık Karşıtı Dünya Kupası''na ülkemizden ilk kez katılacak olan taraftarların heyecanı daha önemli benim gözümde.Maçlarda yaşanan kavgaları,olayları Ana Haberlere çıkaran ulusal basınımız,bu güzel olayı bir altyazıyla ya da bir gazetede ufak bir köşede bile yer vermedi.Niye versinler ki?Malum İstanbul'un Üçüzleri dışındakiler sadece ''Futbol Teroristi'' olduklarında yer bulabiliyorlar kendilerine basında.Hoş,öyle bir kaygılarıda yok en azından haberde geçen bu güzel insanların.Birgün gazetesi bu güzel olaya değindiği için kocaman tebrikler buradan,toplumun değil ama en azından benim kalbimin trajını kazandılar...

Habere ulaşmak için;

http://www.birgun.net/report_index.php?news_code=1246188153&year=2009&month=06&day=28

Sıkıcı yaz günlerinde,spora dair benzer güzelliklerin devamı gelir umarım...

Juan Sebastian Veron


Edgar Davids'in Kocealispor olayından sonra hiçbir bu tip habere inanmıyorum imzayı atana kadar. Beni heyecanlandıran bir durum olduğu için içimden bi şeyler karalamak geldi. Bursaspor Veron'u getirmek istiyormuş. Ne kadar yaşlıda olsa Anadolu kulüpleri için paha biçilemez oyuncu. Ulan Veron be, heyecanladım ha şimdi. İnşallah getirirler.

Serdar Kurtuluş


Takımdaki en sevdiğim oyunculardan biriydi. Çok fazla sakatlanmasa bize çok yararı dokunurdu ama olmadı işte. İlk 11'de yer alması da zordu artık. Galiba İbrahim Köybaşı transferinde kullanıldı. Gaziantepspor ile 1 yıl opsiyonlu 3 senelik imzayacakmış. İnşallah orada başarılı bir grafik çizer. Yolun açık olsun genç adam, milli takım seviyesine kadar yükselmen dileğiyle...

The Last House on the Left [2009]



Geçen gün alışveriş yaptıktan sora sinema afişlerinin önünde kırmızı ışıkta beklerken bir film dikkatimi çekti.

Senaryomuz Wes Craven üretimi. Daha önce nerelerden tanıyorum diye fazla düşünmeyin. Gece Uçuşu, Çığlık 1-2-3 ve Cursed ünlü yapıtları arasında. Senarist olarak Elm Street leri unutmamak gerekir. Neyse gereksiz ayrıntılarla sıkılmayı bende sevmediğiden dolayı böyle bir niyetim yok hemen filme geçelim isterim.

İzledikten sonra ''Woah...'' gerçekten güzel film olmuş demek istiyorum..Nerden başlayalım ? Konusundan başlayalım. Kişisel olarak filmi izledikten sonra dedim ki, bu kadar da olur mu ? Düz mantık olarak bakıldığı zaman o kadar fazla denk gelme var ki. Mesela kızımızın yüzücü olması yada babamızın doktor olması filmde bu yeteneklerini kritik yerlerde, filmin kaderini etkileyecek şekilde kullanmaları açıkçası biraz ilgincime gitti ama allahtan fazla göze batmıyorlar.

Süresi 1 saat 45 dakka olan bu film için aslında söylenecek çok şey var ve herzamanki gibi konuyu anlatmadan ben sadece filmden bahsetmek istiyorum. Olay örgüsünü çok güzel kurmuşlar ama bunun adına eğer korku filmi demek istiyorsanız -ki bence değil- 1 saat bittiğinde hatta filmin 1.15. dakikasından sonra korku öğeleri dediğimiz şeylerin başlıyor olması biraz düşündürücü. Daha çok thriller denen tarza kaymış film bu aksaklıktan dolayı...

Oyuncular, oyuncular gerçekten çok iyi performans vermişler. Özellikle Sara Paxton u ben daha önce hiç izlememiştim yada gördüysemde hatırlamıyorum. Benimle aynı yaşta(1988) olan oyuncu inanılmaz cesur sahneler oynamış. Bilmiyorum ve bu sahneleri oynamasına bizim türkler '' sağlam göt varmış'' derler. Hem oynaması için, hemde filmdeki sahnelerden, zaten o sağlamlığın oldugunu anlıyorsunuz. 21 yaş belki böyle sahneleri çekmek için, gerek psikolojik olarak gerek başka yönlerden baya zor olabilir ama gerçekten çok başarılı bir performans ortaya koymuş. Gelecekte bu hatunun iyi yerlere geleceğinden şüphem yok. Filmin en iyi performans gösteren oyuncusu açık ara! Unutmadan, türk sitelerindeki bazı yorumları okuma fırsatı buldum ve değerlendirmeleri yaparken ne kadar yanlış yerlere takıldığımızı bir kez daha görmüş oldum. Şimdi artık daha fazla gizlisi yada film konusuna girmeyelim kısmı kalmadı bu işin, tecavüz sahnesine ne kadar fazla takılan insan var? Normal filmlerde bile bazen ateşli sevişme sahnelerini yada çıplak vucutları görmeye gık çıkartmayan halkımız bu sahneye neden bu kadar fazla takılmış anlamadım. Monica Belluci'nin sahnesini hemen herkez hatırlar. Kusarak sinemadan çıkanları biliyorum ben. Gerekli malzemelerden tutunda, soyuş tarzına kadar herşeyin alenen gösterildiği ve uzun uzun çekilen sahnelerdi ve iğrençlik payı yok değildi. Ama bizim sahnelerimizde -The Last House on the Left- bunlar yok. Bu kadar geniş açılardan gösterilmemesine rağmen bu kadar tepki alması ilginç geliyor adama...


Film hakkında biraz daha bişeyler söylemek gerekirse eğer, korku filmlerinde klasiktir bilirsiniz bazen kahramanlar abartılır yada bu daha çok thriller tarzı filmlerde olur. Bir adam gelir bütün bir orduyu felan dağıtır. Film burdaki ince çizgiyi bence çok güzel kurmuş. Sahneler gereği annemiz ve babamız baya bir atraksiyonun içine giriyor ve olağanüstü hiçbirşey yok. Normal 2 insanın yapabileceği kapasitede sahnelerin olması, filmin inandırıcılığını arttırmış.


Son olarak filmin sinemalarda +18 olarak gösterilmesi düşünülebilir yada en azından +15. Açık açık tecavüz sahneleri içermiyor film belki ama küçük seyircilerin -gidenler- etkilenmesi olağan. Onun dışında senaryosu gayet akla yatkın, zaman zaman yavaş ilerliyor bile denilebilen, korku sahnelerine geç giren bir film olarak görülebilir ama 1 saat 45 dakikanız boşa gitmeyecektir.
İzleyin, izlettirin.

Lanet Olsun Bıktım Ulan


Hergün Beşiktaş hakkında olumsuz bir haber görmekten bıktım. Spor sitelerini gezerken yine bir aptallık yaptık mı ki diye düşünerekten geziyorum siteleri. Habertürk'te gezenirken şu haber dikkatimi çekti. Ulan bu kadar da olmaz be 1 senedir oynattığınız adamın bonservisini halen vermemişiz. Allah için Yıldırım Demirören ya da artık kim ilgileniyorsa bu işle nasıl kafasını yastığa koyduğunda rahat uyuyor anlamıyorum. Hergün medya da olumsuz haber görmekten sıkıldı insanlar. Beşiktaş'lı olmayan bile bu kadar fazla yönetim hatası olmaz diyor. Bundan sonra bi elinizi vicdanınıza koyunda şu kulübü daha fazla yıpratmayın. Herkesin bi sınırı var bunu aşmamak lazım. Sadece Nihat transferi ile gönül alınmaz. Önce kendi içindeki sorunları çözeceksin. Yeter bea!

Bu paralar sanki bedava geliyor. Her sene en az 5-6 milyon euro zarar transferlerden oluyor. Del Bosque'de iyi bir girdi 8 milyon euro. Ondan sonra Seric, Diatta, Higuan, Gordon gibi salakça yapılan yabancı transferleri. Şimdi ise Zapo'nun İbrahim Köybaşı karşılığında Gaziantepspor'a kiralandığı söyleniyor. Gökhan Zan gittikten sonra kalır diye düşünüyordum, neyse. Hiç bir yerde yok böyle yönetim hataları...

ManU'nun Yeni Forması

Çok hoşuma gitti.. Rugby tarzı forma. Şu anda benim bir numaram.

Michael Jackson Hayata Gözlerini Yumdu

Büyük adamdın, iyi şarkıcıydın. Keşke hiç estetiklere felan bulaşmasaydın. İnsanlar seni öyle sevmişti. Ah ah, Michael Jackson 50 yaşında öldü. Oysa ki Londra'daki konser biletleri haftalar önce tükenmişti. Allah rahmet eylesin.

VC Magic'de

Cavs, Shaq'ı kadrosuna eklerken, Boston gençleşme aşamasına giderken Magic eldeki kadro ile iyi işler yapabilirdi. Fakat olmadı. Carter takası bunların yoluna taş koydu. Üstelik gidenlerden biri de Courtney Lee. Kendisi belki de ilerde şu Carter'dan daha iyi katkı verecekti. Alston'a zaten lafım yok. Battie'de arada katkı veriyordu. Hido yolcu artık. Bu kesin.

The Last Shot


Sezon ortasında Shaq için Wally Szczerbiak'tan bile vazgeçemeyen Cavs'in gözü bu sefer ne Ben Wallace'ı, ne de Sasha Pavlovic'i gördü. Lebron'un belki de son senesi olacak Q'da ve Ohio'da etekler tutuştu diyebiliriz açıkçası. Dwight Howard'ın Doğu Finalinde Cavs pota altını duman etmesi, ancak bundan daha da önemlisi; Mo, West ve hatta Lebron'un hiç de şampiyonluk için yeterli mental seviyede olmaması, Cleveland'a gerçek bir winner getirmeye mecbur bıraktı onları. Shaq'in basketbol kariyerindeki son senesi olacak 2009-2010 sezonu büyük ihtimalle. Superman The 1st bakalım muhteşem kariyerine bir yüzük daha ekleyebilecek mi? Sezon sonunda cevabımızı alacağız ama şimdiden olası bir Cavs-Lakers finalinin çok büyük ilgi çekeceğini söylemek yanlış olmaz. Lebron-Kobe kapışmasından da önce, Shaq-Kobe düellosu uzun yıllar unutulmayacak hikayelere gebe olabilir. Tabii daha sezon bile başlamamışken bunları konuşmak için erken olduğunu da söylemek gerek. Olaya Suns tarafından bakarsak (aslında bakmasak daha iyi), bu takasın neden yapıldığını söylemek güç. Elinizde zaten biten bir kontrat varken bunu neden yine biten kontratlar için takas edersiniz; hem de aldığınız oyuncular, verdiğinizin yanında adeta sıfıra eşitken. Ne ekonomik dengeler, ne de saha içi koşullarla bunu açıklamak mümkün değil gibi duruyor.


Bir diğer son şans vakası da Batı yakasında, Texas'ta. San Antonio da Cleveland'ın yaptığını yaptı ve hiçbir şey karşılığında (evet yanlış okumadınız hiçbir şey) Richard Jefferson'ı kadrosuna kattı. Bowen, Oberto ve Kurt Thomas karşılığında yaptılar bu takası, ancak Bowen'ın ve Thomas'ın geri dönme ihtimalleri var gibi, dönerlerse Oberto=R-Jeff gibi bi takas olmuş olacak ki akıl alır gibi değil (Oberto da Detroit'ten Amir Johnson'a karşılık takas edildi). Ginobili'nin müzmin sakat durumunu ve Duncan'ın yaşını düşünürsek, artık onlar da silahlarındaki son kurşunu atmak isteyeceklerdir. Sağlıklı bir Spurs, gelecek sezon Batı'da Lakers'ın en büyük rakibi olabilir. Ama tekrar etmekte fayda var, Duncan'ın ve Manu'nun sağlıklı olması, Spurs için Jefferson ekinden çok daha önemli açıkçası.

Barcelona 09-10





Pembe kötü, siyah iyi, çubuklu vasat..

Nihat Kahveci Beşiktaş'ta


Güya Nihat ile Yıldırım Demirören transfer için görüşmemişlerdi. Ntvspor'da alt yazı geçtiler Nihat Beşiktaş'ta diye. 3 senelik mukaveleye imza atmış ve bonservis bedeli 4.5 milyon euro. Bir senedir top oynamıyor, bakalım bizde neler yapacak. Ben tekrar bulur diye düşünüyorum eski performansını. Eski formaları raftan cıkarmanın zamanı :)

Arda Turan Meselesi


Aziz Yıldırım, Adnan Polat'tan resmen Arda'yı istemiş. Ben haberi okurken yalandır diyordum ama bi derginin açılışında 3 başkanda bir araya gelmiş ve ilerleyen saatlerde Gökhan Zan konusu açılmış biraz soğuk bi ortam oluşmuş ama Aziz Yıldırım'ın Arda'yı istemesi ile buluşma tam bomba olmuş. Arda için 15 milyon euro vermeye hazırım, para pazartesi elinizde olur demiş. Adnan Polat ise güzel bir cevap vermiş "Aziz başkan sen herhalde benim Galatasaray'da başkanlık yapmamı istemiyorsun" diye.

Açık açık söylemek gerekirse Arda, Fenerbahçe için bir hayal. "Ben Fenerbahçe'ye ancak deplasmanlara giderim" diyen ve küçüklüğünden bu yana Galatasaray'da oynayan bir çocuk Fenerbahçe'ye asla gitmez. Bi Emre gibi değil bu çocuk harbi harbi Galatasaray'lı. Galatasaray'ın menfaatleri açısından herşeyi yapmaya hazır olan biri. O kadar ben buraya, şuraya gitmem diyen yüzlerece kişi oldu ama ilk defa biri hakkında bu kadar kesin konuşuyorum. Galatasaray seneye büyük olasılıkla elinde tutamayacak Arda'yı ve Avrupa'ya satacak. Ben eminim ki en sonunda Arda futbolu Galatasaray forması ile bırakacak...

Ediz Bahtiyaroğlu


Arada girip yazıyorum. Bu güncel olamama cumaya kadar devam edecek ondan sonra allahın izniyle blog tekrar aktifliğine dönecek. Biz yokken baya dedikodular, transferler oldu onları toparlayacaz inşallah. En önemlisi Gökhan Zan'ın Galatasaray'a gitmesi oldu herhalde. Nasıl angut bi yöneticimiz var allahım ya adamın opsiyonunu nasıl unutursun sen ya, mal mısın! Neyse gitti artık Gökhan onun hakkında ayrı bi yazı yazacağım. Şimdi gelelim Ediz konusuna. Gökhan'ın gidişi ile stoperde bi eksiklik oluştu doğal olarak. Bi İbrahim Toraman gitse üzülürdüm mesela ama Gökhan'a hiç üzülmedim yani. Şimdi Gökhan'ın boşluğunu Ankaraspor'un genç stoperi Ediz ile doldurmayı düşünüyormuşuz, gelen haberler bu şekilde. Genç, pırıl pırıl bir arkadaş. Eğer alırsak Beşiktaş için çok iyi olur. Gökhan, Türkiye'de topu oyuna en kötü sokan stoperlerden biri ve çok sakatlanıyor. Ediz, Gökhan'a abartısız 10 basabilecek bi stoper. Bu Gökhan gitti diye kendimizi avutmak için demiyorum. Ediz'i izleyenler az-çok fena olmadığını bilir. En kötü Milli takımın düzeyine kadar çıktığını bilsen yeter zaten. Benim tek korkum Ankaraspor ile görüşmeden Ediz ile temasa geçilmesi oldu. Bu kulüp geçmişten hiç mi ders çıkarmayacak ya?

Rakocevic Efes'te


Sonunda adam gibi bir guard göreceğiz.Jenkins'lerden,Penn'lerden,Vujanic seviyesine atlamak güzel bir adımdı zaten,şimdi bir level daha atladık.2+1 sözleşmeyle Efes Pilsen'de Rakocevic.Arkasında Kerem Tunçeri gibi bir beyinde var,rotasyon içinde 2 numaraya da güzel bir alternatif oldu şütörlüğüyle.Kaki ve Smith'in yerine 2 sağlam yabancı gelirse bu yılın ''kara lekesi'' reklamlardaki Ayşe Teyze itinasıyla temizlenebilir.Hoşgeldin Igor...

Merak Konusu: Mehmet Topuz Şapkayı Takacak Mı?


Herkesin merak konusu bu şapka oldu. Pazartesi günü herkesin önünde yapılacak imza töreninde bu şapkayı takacağı söyleniyor Mehmet Topuz için. Önce Beşiktaş forması ile fotoğraf çektirip sonra Fenerbahçe forması giyerek Fenerbahçe kulübüne imza atan bir adam bu şapkayı seve seve takar o konuda kimsenin şüphesi olmasın. Ben Beşiktaşlıyım diyen adama Fenerbahçe forması giydirmenin mantığını çözemiyorum halen. Sadece bu konunun Aziz Yıldırım'ın inadı olarak görüyorum. Bir başkanın hele ki bu Aziz Yıldırım isimli başkansa bi futbolcunun ayağına gittiğini ilk defa gördüm. Fazla yazılacak bi konu değil artık. Zamanında millete ezik cart curt diyeceğine araya Seba gibi birilerini soksaydın Mehmet Topuz şimdi senin futbolcun olmuştu. Nerde o akıl, nerde o zeka Demirören'de. Kaçan balık büyük gibi durmuyor şu anda. Başarılı olacağını pek zannetmiyorum Topuz'un ama bu lafları bana yedirirse de hiç g.t olmam sonuçta kazanan yine milli takım olur. Fenerbahçeli taraftarlar bu transfere fazla sıcak bakmadılar ama Emre'ye atıp tuttuktan sonra ilk Partizan maçına çıktığında alkışlandığı unutulmasın. O da güya doğuştan Galatasaray'lıydı, geçiniz efem.

Geçmiş Zaman Olur Ki: Fenerbahçe-Beşiktaş Arasındaki Transfer Öyküsü

Medyaspor'da gezinirken haberi gördüm. Tuğrul Yenidoğan imzalı bu haberde Mehmet Topuz'da yaşanılan olayların aynısı Sabri Dino'da da yaşandığını kaleme almış. 3 tane daha transfer öyküsü yakında geliyor. Bu haberi bloga taşımamın sebebi aynı olayı Beşiktaş'ın da yapmış olduğu. Ben Beşiktaşlıyım ama bırakın Mehmet Topuz ne yaparsa yapsın artık fazla üstüne gitmenin bi alemi yok. Böyle çok oyuncunun açıklamaları var. Devir değişti, parayı basan adam oyuncuyu alıyor. Yinede arada bazı istisnalar çıkabiliyor. Herkes Mehmet Topuz'un imza töreninde yapacağı açıklamayı bekliyor. Bence "Fenerbahçelilik kanım debreşti, ondan bu kulübe imza attım" şeklinde olur. Neyse haber altta;

"BEN FENERBAHÇELİYİM. BAŞKA KULÜPTE OYNAMAM!" DEDİ, BEŞİKTAŞ'IN SEMBOLÜ OLDU!

Rahmetli Sabri Dino'dan bahsediyorum...

Beşiktaş'ın sembol kaptanından, Napoli Panteri'nden, 100. Yılda hiç tartışmasız biçimde 100 Yılın Altın Kadrosu'nun kalecisi seçilen SABRİ DİNO'dan...

Sabri Dino'nun transfer öyküsünü okuyunca, Mehmet Topuz transferiyle birebir örtüşen noktalarını fark edecek ve hayrete düşeceksiniz:

Yıl 1965...

Fenerbahçe ve Beşiktaş, Beyoğluspor'un başarılı kalecisi Sabri Dino'nun peşine düşerler...


Fenerbahçe Başkanı Necdet Uluğ'un Pendik'teki yazlığında ağırlanan Sabri Dino beklenen açıklamayı yapar: "Beşiktaşla hiçbir ilgim yok! Fenerbahçe'ye gitmeye hazırım!"


O zaman şimdiki gibi forma giyip röportaj verecek televizyon kanalları yoktur. Sabri Dino, kendi el yazısıyla bir açıklama yazar ve gazetecilere verir:

"Sevgili Sporseverler,

Ben Fenerbahçe'de oynamak kararındayım.

Başka hiçbir kulüpte oynayamam.

Fenerbahçe'yi çok seviyorum ve artık Fenerbahçeli kalacağım

Sabri DİNO"


Sonunda ne mi oldu?

Sabri'nin kulübü Beyoğluspor'la anlaşan Beşiktaş işi bitirdi....

Akaretler'e gelen Sabri, Baba Hakkı'nın elini öper, kendini Beşiktaşlı yapan mukaveleyi imzaladı...

"Yuvama döndüm. Ben Beşiktaşlıyım!" açıklamasını yaptı...


10 yıl boyunca Beşiktaş'ın ve Milli Takım'ın vazgeçilmez kalecisi oldu... Beşiktaş kaptanı olarak futbola veda ettiğinde, Beşiktaş'ın sembol ismi Sabri Dino'ydu...

Kimseler onun "Ben Fenerbahçeliyim! Fenerbahçeyi çok seviyorum..." dediği günleri artık hatırlamıyordu... Fenerbahçeliler bile...

Sabri Dino'nun transfer öyküsü böyle...

Sizlere "Fenerbahçe-Beşiktaş" arasında yaşanmış 3 transfer öyküsü daha anlatacağım...

Öyle öyküler ki, roman olur...

Bundan sonraki öykü hakkında küçük bir ipucu da vereyim: "Beşiktaş'a imza attı... Beşiktaşlı oldu... Sözleşmesinin federasyon tarafından onaylanacağı gün herkesin şaşkın bakışları arasında sözleşmeyi kaparak koşa koşa kaçtı... Ortadan yok oldu... Ortaya çıktığında artık Fenerbahçe'nin futbolcusuydu... Hepiniz onu tanıyorsunuz..."

Yarın Medyaspor'da. O haberide bloga taşır, hem nostalji yaparız hem yorumlarda bulunuruz. Hadi eyvallah...

Sen de mi Milliyet?

Hani Fotospor, Fotomaç, Fotogol, Takvim anladık da Milliyet, ''Drogba Trabzon'a'' dan farkı olmayan bir haber yaptı. City'nin bu yaz 42 milyon euro'ya aldığı Robinho'yu Fener'e verip, Güiza'yı istediğini yazdılar. Tabii ki her servis edilen haber doğru olur diye bir kaide yok da bu biraz abartı gibi geldi.

Söz Konusu Haber
Fotospor: Drogba Trabzon'da

Roni, Kaka'nın Yerini Tutar mı?


Bu bakış, çok ilginç gerçekten. ''Ulan, yeni bir çığır açmaya geldim, şimdi de sen mi çıktın başıma?'' der gibi Roni Kaka'ya. Fakat artık o yok, 65 milyon €'ye Madrid semalarında uçmaya başladı. Milan o parayla, Pato'nun yanına forvet arıyor ve büyük olasılıkla o forvet Dzeko&Eto'o ikilisinden biri olacak. Yeni oyun düzeni zaten 4-3-1-2 olacak Milan'da. Orta saha üçlüsünün ardındaki FM deyimiyle AMC ya da CAM bölgesinde Ronaldinho olacak. Bu da 80 numaranın takımın beyni olacağını doğruluyor.

Leonardo'nun tercihi bu yönde. Bakalım Barça'da son sezonu hariç inanılmaz işler yapn Roni, eski performansını bulacabilecek mi? 2010'da Afrika'da forma almak istiyorsa o performansı yakalamak zorunluluğunda. Fakat Milan taraftarları gibi ben de bu konuda şüpheliyim. Ama onun yapmak istediğinde her şeyi yapabildiğini biliyoruz. Hiç değilse 2. olmaya çalışacaklar ve bunda Ronaldinho'ya ihtiyaçları çok olacak. Geçen yıl 8 gol 5 asist yapmıştı. Bunu rahatlıkla geçecektir bu yıl. Yetenek bazında Kaka'dan pek de bir farkı yok fakat kendisini maça vermesi gerek. O, Milan'a bağlı olmalı; Milan ona değil.

Mehmet Topuz Meselesi Açıklığa Kavuştu

En sonunda Aziz Yıldırım ta ayağına kadar gidip, hiç adeti değildir, Mehmet Topuz'a sözleşmeyi imzalattı, özel uçağıyla geri döndü İstanbul'a. Artık 3 seneliğine Mehmet Topuz, Fenerbahçe'nin oyuncusu. 7.5 Milyon Euro+Gökhan Emreciksin transferin karşılığı. İlginç bir transfer oldu baya ilginç hem de. Nihat işi de en son gelen haberlere göre, yatmış. Nihat istemedi diyorlar. Gelmesini isterdim Beşiktaş'a doğrusu.

Yıldırım Demirören, transfer ettik dediğimiz bir oyuncuyu transfer edemedi. Aziz Yıldırım'ın egosu işte. Bence bu kadar etmez ama Aziz Yıldırım kendi egolarını tatmin etmek adına bunu yaptı. Yoksa 4 milyon euro+G.Emreciksin'dir ederi Topuz'un. Fenerbahçe'ye yararlı olacağını düşünüyorum bu transferin. Ama tribünlerin ona kucak açması gerek, bakalım ne olacak o durumda.

Özer'de de Ahmet Gökçek bir sonraki görüşmede transfer bitebilir dedi. Onu bence kullanmayız. Gökhan Emreciksin gibi olmasın lütfen. Malum yerli oyuncu öğütme konusunda kuvvetliyiz. Umarız bu böyle olmaz. Neyse Mehmet Topuz Fenerbahçe'ye hayırlı olsun. Beşiktaş'a da bu ders olsun. Demirören'in Aurelio ya da Tuncay'la anlaştığını görürseniz şaşmayın.

''...Sevgili, muteber, güçlü, kudretli, bu kudretiyle taraftarını kendine hayran bırakan, güce hayran olan bu taraftar kitlesini süratle tebaya dönüştürmeyi başaran Fenerbahçe yönetimi, sözüm size... Mehmet artık sizin ekmeğinizi yiyecek, karşılığında emeğini arz edecek bir insandır. Son iki haftadır yaşanan gelişmelerden sonra o şapkayı takması halinde bu insanın ne kadar rencide olacağını hesap edin. Kendinizin ve camianızın adını yükseltmek için Mehmet Topuz'un omzuna basmayın.'' Ekşi Beşiktaş

Tencere Yuvarlanmış Kapağını Bulmuş


Gece boyunca sadece kristal şampanya içen ikili, Ronaldo'nun astronimik transferini kutladılar. Hollywood'un yeni çifti gece kulübünü sabaha karşı 2.05 sularında terk ettiler ve Paris'in kardeşi Nicky Hilton'un villasında sabaha kadar eğlendiler.

Bobiler#3




Ayrıca bkz:

Bu Kelimelere Dikkat

İnternet güvenliği uzmanları, webde "music","download" veya "free" gibi sözcüklerle arama yapmanın virüs riskini büyükölçüde arttırdığı uyarısında bulunuyorlar.

Merkezi ABD'de bulunan bir anti-virüs yazılım şirketi, 5 büyük aramamotoru Google, Yahoo, Live, AOL ve Ask'da 2600 popüler sözcüğü inceleyerek ve 413bin web sayfasını analiz ederek, internetin en tehlikeli kelimelerini tespit etti.

"Free" (bedava), "music" (müzik) ve "download" (indirme) kelimeleriyleyapılan aramaların kötü amaçlı yazılım riskini artırdığını belirleyen uzmanlar,arama çubuğuna "free music downloads" yazmanın internette sörf yapanların virüsriskini yüzde 20 artırmasına neden olduğunu buldular.

Firma yetkilisi, sadece bir yıl içinde kötü niyetli yazılım olarakadlandırılan virüslerde çok büyük değişiklikler olduğunu belirterek, "Bodrumundavirüs hazırlayanlardan, organize siber suçlara, terörizm ve diğer organizejeopolitik saldırı biçimlerine kadar virüsler tespit ettik" dedi.

"Screen saver (ekran koruyucu), free games (bedava oyunlar), work home (evden çalışma), olympics (olimpiyatlar), videos (videolar), celebrities(ünlüler), music (müzik) ve news (haberler) kategorilerinin en yüksek virüsbulunma riskine sahip olduğunu belirten anti-virüs şirketinin uzmanları, "wordunscrambler (kelime şifresi çözücü), lyrics (şarkı sözleri), myspace, free musicdownloads, phelps, game cheats (oyun ipuçları), printable fill-in puzzles (bulyapyazdırma), free ringtones (bedava cep telefonu melodisi) ve solitaire (iskambilfalı) sözcüklerinin de en risklilerden olduğunun altını çizdiler.

(Vatan)

Son Dedikodular #3


Tuncay'ın adı Liverpool ile anılıyor. Boro küme düştükten sonra Alves, Downing ve Tuncay gibi adamlarını satacağını açıklamıştı. Halen herkes Tuncay'ın bonservis bedelinin açıklanmasını bekliyor. Liverpool'da Babel gidici durumda belki bi takas düşünülebilir ama büyük bi olasılıkla seneye Tuncay'ı Liverpool'da görebiliriz. Tuncay o kadar fazla yetenekli bir oyuncu değil, teknikte değil ama bunları hırslı yapısı ve çalışkanlığı ile kolaylıkla kapatabiliyor. Sakarya'dan nereye be helal olsun çocuk sana. Liverpool'lu Xabi Alonso'nun ismide sıklıkla Real Madrid ile anılıyor. Perez zor olarak düşündüğü transferleri bitiriyor Xabi Alonso'nun sırasıda yakında gelecektir. Real Madrid yenileniyor. Xabi Alonso'da o orta sahanın en önemli oyuncusu, toparlayıcısı olacaktır.

Laf Real Madrid'e gelmişken onlardan devam edelim. Sabah M.United resmi siteden Ronaldo'yu 94 milyon euro karşılığında Real'e sattığını duyurdu. Manchester adına iyi oldu. Ferguson illa ki Ronaldo gibi bi oyuncu çıkarır merak edilmesin. Kaka'da geldi. Los Galacticos geri dönüyor. Takımdan Sneijder, Van der Vaart, Robben ve Nistelrooy'un gideceği kesinleşti. Hatta Van der Vaart Bayern Münih'e yakın. David Villa transferi bitti zaten ama Valencia ile David Silva transferi içinde görüşüyorlar. Ribery transferi askıya alındı denilmişti ama Ronaldo gazı ile dosya yeniden açılmıştır, 1 hafta içinde o transferde biter. Orta sahaya bakıyorum Ronaldo, Kaka, Silva, Ribery ve Xabi Alonso. İleride ise tek başına Villa, bomba vallahi.

Bobo'nun gidişi ile Vagner Love bombası gelebilir demiştik ama Mario Gomez'in gidişi ile forvet hattı boşalan Stuttgart'ta Love'un peşine düşmüş. Benim için Love hayal gibi geliyordu zaten Sttutgart'ın da devreye girmesi ile sadece güzel bir hayal olarak kaldı. Bobo'nun Olympiakos konusunda bi açıklama yapmasını bekliyorum, şu anda tatilde galiba. Bazı açıklamalar var ama Bobo'nun ağzından çıkması lazım. Bobo'nun bi sene daha kalmasını istiyorum. Bomba gelebilir her an Beşiktaş'tan. Villareal'in kapısı çalınmış. Nihat'ın bonservisi sorulmuş, hadi bakalım.



Carlo Ancelotti, Chelsea'nin başına geçmişti bildiğimiz gibi. Pato'nun da Chelsea ile görüşmesi için izin istediğini yazmıştım en son postumda. O transfer için Chelsea çok zorlar ama Milan Pato'yu da bırakırsa ortalık karışır. Hele ki bi de Pirlo haberi dönüyor ortalarda. Gerçi şu dönemde parayı basanın alamayacağı oyuncu yok. Milan'da epey borç batağında. Ancelotti'nin de çalıştığı dönemdeki en tuttuğu adam Pirlo. Son olarak bi de Agüero haberleri çıktı. 60 milyon euro'ya kadar çıkarız demiş Chelsea yöneticileri. Agüero-Pato forvet ikilisi fm'nin bomba forvet hatlarından. Chelsea bize para ödetmemek için bu ikiliyi bir araya getirmeye çalışıyor. Drogba kesin olarak yolcu zaten bence soluğu İnter'de alacak her zaman vurguluyorum. Anelka'da gider bi kulübe.

İnter cephesine geçelim. Mourinho geldiği seneden bu yana Carvalho aşkıdan vazgeçmiyor bu sene gelecek gibi duruyor. İnter'de savunma lideri eksikti, bu transfer iyi olur. Tamam Abromovic abinin çok parası var ama Pirlo-Agüero-Pato üçlüsünü alabilmek için birazda oyuncu satmanın farkındadır. İnter'in ikinci bombası Twente'nin Avusturalya'lı genç yeteneği Marco Arnautovic olacak. Oyun stili İbrahimovic'e benzetiliyor. Top ayağına yakışıyor, hareketleri ve teknik kapasitesi iyi oyuncu. İnter adına çok iyi transfer olur. İbra'nın da artık İnter'den gitmek istediğini biliyoruz. Hatta Eto'o-İbra takası ne durumda bilmiyorum ama Marco Arnautovic gelecekse İnter'in zararı olmaz bu takastan. Eto'o da çok problem çıkaran bir oyuncu İnter'de aynı problemlere devam edebilir bence Mourinho ile yıldızı barışmaz. Neyse izleyip göreceğiz onuda...

Barcelona Eto'o dan kesinlikle kurtulacak. Geçen sene biletini kesmişti aslında Guardiola bu sene başarılı geçince ve artık söz sahibi olmayı kesinleştirince Eto'o yu yollayacak. İbra gelirse Barcelona kanatları daha fazla kullanmak zorunda kalacak. Henry'nin durumu ne olur bilemiyorum ama Benzema içinde bastırıyormuş Barcelona. Lyon'un Benzema'yı bırakacağını hiç sanmıyorum bu senede Lyon'da kalır. Barcelona bir iki yıldız dışında fazla transfer yapmaz kemik kadroyu korur.



Trezeguet'in Juventus'tan ayrılacağı sezon ortasından bu yana söyleniyor. Hatta ara transfer döneminde Trezeguet hakkında baya yazdık, çizdik. Henry-Trezeguet takas dedikoduları çıkmıştı ama Trezeguet sakat olunca yaza kaldığı belirtilmişti. Bu sefer Roma ile ismi geçiyor. Roma'nın da bitirici bi forvet eksiği var. Vucinic ile iyi ikili olurlar. Ha Roma'da eski Trezeguet'i beklemesin, risk alacağı bi transfer, çok sakatlanan bir oyuncu. Sonuçta Trezeguet yani kumarı oynamak lazım.

Rijkaard gelişi ile getireceği oyuncular konuşulmaya başladı bile. İlk olarak Dos Santos'u yazdık ama ondan önce haberi çıkan Gudjohnsen'i atlamışız. Rijkaard sistemine uyan bir oyuncu. Anlaşıldı, yakında resmi açıklama gelir aynı Leo Franco gibi. Leo Franco hakkında bi şeyler karalamıştım okumak isteyene. 1-2 gündür Galatasaray cephesi durgun dün ve bugun yazdıklarmız önceden çıkmış dedikodulardı. Deco haberleri bu aralar kesildi.

Fenerbahçe-Luca Toni flortü yazıldı, Daum çok istiyormuş. İtalya basını bugün Toni'nin Barcelona yolunda olduğunu yazdı. Bakalım Aziz Yıldırım hangi oyuncu ile bombayı patlatacak. Hamit ismi dönüyor yine, olmaz o transfer işte. Bayern Münih'in banko oyuncusu niye bırakıp Fener'e gelsin ki. Buna cevap olarak lütfen Halil-Hamit kardeşler koyu Galatasaray'lı yazmayın. Biz kimleri gördük koyu Fenerliydi, Galatsaraylıydı, Beşiktaşlıydı. Aurelio hakkında da dün bi şeyler yazmıştım. Bonservis bedeli açıklandı: 3 milyon euro.

Son Dedikodular#2
Son Dedikodular

Ronaldo Real Madrid'te!!!

ManU, 94 milyon euro'yu kabul ettiğini açıkladı. Ronaldo artık Real Madrid'in oyuncusu diyebiliriz. Çünkü Ronaldo, ezelden beri Real Madrid'e gitmek istiyordu, La Liga benim için en uygun yer diyordu, muradına ermiş oldu. Perez, vermiş olduğu ikinci sözü de tuttu Kaka'dan sonra. 95 milyon euro'ya verdi ManU Ronaldo'yu. 17'ye almışlardı, 80 milyon € karla satmış oldu. Kazandırdığı maçlar, kupalar da cabası.

ManU için onun boşluğu nasıl dolacak acaba? Nani, henüz o olgunlukta değil. Yeni bir scouting başarısı mı göreceğiz? Pek sanmıyorum. Park, oraya geçebilir, ne bileyim Rooney. Bunu düşünmesi gereken, Fergi; biz değil.

Şöyle bir şey oluştu şimdi, Ribery ve Villa'da gelirse (ki Villa'da ufak pürüzler kaldığı söyleniyor), Ribery-Kaka-Ronaldo önünde David Villa inanılmaz olur gerçekten. Dünya üzerindeki en iyi hücum hattı olacaktır rahatlıkla ve kesinlikle, bu oyunculardan kurulan hat.

Barça'da boş durmayacaktır. İbrahimovic transferini bi türlü bitiremediler. En son olarak da Luca Toni'nin adı geçiyor. Bayern'de yedek kalacak gibi orası kesin. Gomez, Klose gibi oyuncuların arkasında. Van Gaal satacak mı onu bakalım? Bu arada tüm yıldızlar La-Liga'ya toplanmaya başladı gibi.

Ömer Toprak...

Ağır yaralıymış. Goal.Com'da gördüm, heralde mecaz anlamda dedim. Fakat yanıldım. Go-Kart kazasının sonucunda, vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar üst düzeyde meydana gelmiş. Özel bir klinikte tedavi altında şu anda Ömer. Haberde ağır yaralı deniyor da yanıkta hayati tehlike yoktur heralde, bilgilendiren olursa sevinirim.

Alman U19 takımında oynuyor. Çok yetenekli. Fenerbahçe onu istemişti, G.Birliği ile beraber. Sonuç çıkmadı o transferden. Umarız çabuk kurtulur ve döner futbola Ömer. Henüz 19 yaşında, çok yetenekli deniyor.

Hido NTV'de Merak Edilenleri Yanıtladı


NTV, akşam haberlerindeydi. Çok güzel konuştu gerçekten. En sondaki ÖSS bitirişi Banu Güven'i bile şaşırttı. Harikasın Hedo. Her alanda harika. ''İstediğim en iyi yerdeyim.'' dedi. SVG'nin meziyetlerinden dem vurdu. Tam metin aşağıda.

Banu Güven: Final serisinde durum 2-1 oldu. Bu oynayacağınız maç da kritik bir maç. Bu karşılaşmayı kazanmanız ne anlama gelecek?

Hidayet Türkoğlu: Maçı kazanmamız, bizim seride kalmamız açısından önemliydi. O yüzden takım olarak gerçekten iyi motive olmuştuk. İyi bir basketbol sergiledik ve kendi seyircimiz önünde maçı kazandık. Şu anda seri 2-1. Serinin 4. maçını da kazanırsak seri 2-2 olacak ve tekrar Los Angeles’a gidip şampiyon olma fırsatımız artacak. Geldiğimiz nokta gayet iyi. İnşallah böyle devam ederiz.

Banu Güven: Takımda morallerin yüksek olduğu anlaşılıyor. Kobe Bryant’a yaptığınız blok da moralleri yükselten başka bir faktör oldu. O anda neler oldu, anlatabilir misiniz?

Hidayet Türkoğlu: Serinin ikinci maçı da elimizden kaçtı diyebiliriz. Orda da iyi bir basketbol sergiledik, ama son saniyede yapmış olduğumuz hatalardan dolayı maçı kaybettik. Tabii o anda karşınızda kim olursa olsun durdurmak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz. O anda Kobe vardı. Ben tutuyordum kendisini. Beni geçti, arkadan blok yaptım. İnanın o andaki düşünceniz sadece takıma yapabileceğiniz en iyi katkılardır. Ben de şu ana kadar takıma yaptığım katkılardan dolayı çok mutluyum. Çünkü gelmiş olduğum konum, benim yıllardır gelmek istediğim bir yerdi. Bunu da başardığım için çok mutluyum. Umarım böyle devam eder. Takıma daha fazla katkı yapar, hatta Orlando’nun şampiyon olmasını sağlar Türkiye’ye öyle dönerim.

Banu Güven: Saha kenarında Jack Nicholson’ın sizi nasıl tebrik ettiğini de aktardık izleyicilerimize, bu konudan biraz söz edebilir miyiz?

Hidayet Türkoğlu: Ben 9 senedir NBA’deyim ve zaman zaman Jack Nicholson ile muhabbet ettiğimiz zamanlar olmuştur. Maçtan sonra da benim gayet iyi oynadığımı, mücadele ettiğimi, iyi bir basketbol sergilediğimi söyledi. Ayrıca Orlando’da oynayacağımız maçlar için başarılar diledi. Bu tarz insanlardan övgü almak mutlu ediyor. Sonuçta yaptığınız bir iş var ve insanlar tarafından fark ediliyor. Beni de mutlu ediyor tabii ki. Maç içinde de konuştuğumuz, şakalaştığımız zamanlar oldu. Ben moladan çıkarken 'Şimdi basket atacağız, şimdi durduracağız onları' gibi konuşmalar geçiyordu aramızda.

Banu Güven: Üzerinizde çok sorumluluk var. Kobe’yi savunuyorsunuz, sayı atıyorsunuz. Final serisinde gelinen kritik nokta psikolojinizi nasıl etkiliyor?

Hidayet Türkoğlu: Öncelikle benim büyük bir moral kaynağım var. Sizin de bildiğiniz gibi 3 aylık kızım. Allah onu bize bağışladı. Onun bana çok dopingi olmuştur. Onun dışında psikolojik olarak onu düşünüp, onun gülüşünü hatırlayıp sahaya çıkıyorum. Bana düşen görevi yapıyorum zaten, fazla bir şey yapmıyorum. Yıllardır basketbol oynadığım için, edinmiş olduğum tecrübeleri sahaya yansıtıyorum. Kendine çok güvenen bir insanım. Sahada çok mücadele eden, keyif alan, savaşan bir oyuncu olmuşumdur. Tabii ki sorumluluğum da arttı şu an, bulunmuş olduğum konumdan dolayı. Hem müdafa yapıyorum, hem sayı atıyorum. Bulunmuş olduğum konumdan da çok mutluyum.

Banu Güven: 82 normal sezon karşılaşmasının ardından 23 play-off maçı başrolde oynadınız; yorgunluk ne durumda?

Hidayet Türkoğlu: Şu an artık sezonun sonları. Yorgunluktan şikayetim yok. Şikayet edemezsiniz zaten. Gelmek istediğimiz nokta buydu çünkü. O yüzden şimdi ne kadar enerjiniz varsa onu sahaya koymanız gerekiyor takımın başarısı ve şampiyonluk için. Tabii ki yorgunluk oluyor. Ben geçen sene Milli Takım'ı da sayarsak bir yıldır aralıksız basketbol oynuyorum. Ama bunlar tatlı yorgunluklar. Kariyer olarak istediğim en iyi yerdeyim. O yüzden şu anda sahaya çıktığım zaman yapabileceğim en iyi şeyleri yapmayı planlıyorum.

Banu Güven: Amerikan basınında küçük bebek yüzünden iyi uyuyamadığınıza dair bazı yorumlar çıkmış. Bebek sahibi olmak hayatınızı ne kadar değiştirdi bir sporcu olarak?

Hidayet Türkoğlu: Çok değiştirdi. Öncelikle eşim ve ben çocuk sahibi olduğumuz için çok mutluyuz. Allah inşallah anne-baba olmak isteyen herkese bu duyguları tattırsın. Benim bütün hayatımı değiştirdi diyebilirim. Onunlayken başka bir boyutta hissediyorum kendimi. Yorgunluk olsun; iyi oyun, kötü oyun; basketbol hepsini bir kenara bırakıyorum. Sadece kızıma odaklanıyorum. Onunla çok keyifli zaman geçiriyorum.

Genç basketbolseverleri de unutmayan Hidayet Türkoğlu, haftasonu ÖSS'ye girecek olanlara başarılar dileyerek sözlerini tamamladı.

(NTVSPOR)

Son Dedikodular #2


Tevez'in M.United'tan ayrılacağım diye bir derdi var. City'nin kendisi ile ilgilendiği yazıyor. Bizim gazeteler Yıldırım Demirören Tevez'i 5.5 milyon euro'ya kiralıyor diyorlardı hani ne oldu? Barry'i kadrosuna katmıştı City şimdi ise Tevez'in bonservisini indirme çabasında. City ayrıca Brezilyalı savunma oyuncusu Luisao ve Arsenal’den Kolo Toure’nin transferi içinde girişimde bulunduğu gelen haberler arasında.

Mevlüt'ten sonra Viera'da PSG ile Lyon'u karşı karşıya getirdi. PSG'den resmi bir teklif gelmemiş Viera'ya, Lyon başkanı Aulas Viera'yı daha çok istiyor. Bilindği gibi PSG, Mevlüt için Sochaux'a 4.5 milyon euro bonservis bedeli veriyordu. Devreye Lyon girdi ve rakamı 7 milyon euroya çıkarttı. PSG'li yöneticiler duruma sinirlenip inada bindirerek transferi 7.5 milyon euro vererek bitirdi.

Bobo'nun gitmesi durumunda Vagner Love adı geçiyor. Benimde beğendiğim oyuncu bizde iyi işler yapar. Her yerde Riise adı geçiyor, gelirse çok büyük sükse olur. Deli İbo için üzücü olur ama olsun. Son olarak Caner'in transferinde sona yaklaşılmış, hayırlı olur. İş yapabilecek kalitede bir oyuncu çoğu kişide tanıyor az çok neler yapabileceğini biliyor.


Milan şampiyon Wolfsburg'un golcüsü Edin Dzeko ile ilgilendiğini açıkladı. Milan'ın transfer politikasıda değişti artık. Eskiden olsa bir ligde gol kralı olmuş önceden adı sanı duyulmamış adam almazlardı. Kaka'dan iyi para geldi ama gidişide kötü oldu. Pato, Chelsea ile görüşmek için başkandan izin istemiş. Seedorf'un ne olacağı muamma. Milan için hareketli bir yaz olacak.

Orhan Şam'ın adı Galatasaray ve Trabzonspor ile anılıyor. Galatasaray bu bombayıda patlatırsa pes artık. Sağ bekte aranan kan olur. Rijkaard bombayı Dos Santos ile patlatmaya hazırlanıyor. Zamanında Barcelona'da iken B takımdan A takıma çıkarttığı bir oyuncu o gidince Barcelona direk Tottenham'a sattı. Tottenham bu yaz o kadar transfer yaptı ki o derin kadro da kayboldu ve İspwich'e kiralandı. Transferi 5 milyon euroya biter diyorlar. Daha 20 yaşında, gelirse çok iyi olur. Yalan haber olsa bile mantıklı geliyor insana. Mehmet Topal'da gidici gibi duruyor. Valencia resmi teklifi yapacakmış Galatasaray'a. Sevilla Mehmet'i ikinci plana atmış şimdilik Valencia bu durumdan yararlanıp hemen bitirir transferi. Sevilla Zokora'nın peşine düşmüş olmazsa Mehmet'i alıp işi bitireceklermiş.

Trabzonspor'un hoca arayışları devam ediyor. Yazılan isimler herkesi heyecanlandırıyor. Souness, Topmoller, Eriksson vs. Topmoller ismi daha yakın gibi. Hafta sonuna kadar izin istemiş diğer tekliflerede bakmak için. Eriksson gelirse kombine patlaması olur. Rijkaard falan konuşulmaz olur artık.


Aurelio'nun takımı küme düşür düşmez yine adı Fenerbahçe ile anılıyor. Bu kadar olaylı bir şekilde ayrılan adam Fener'e döner mi bilmiyorum ama o kadar arkasından sallayanlar Aurelio'yu o kapıdan içeri sokarsa alacağı tepkinin farkında değiller. Poulsen çok iyi iş yapar dağınık Fenerbahçe orta sahasını toparlar sonuna kadar zorlasınlar. Maxi Rodriguez'de çok şık hareket olur başkandan. Sol kanadı Uğur'dan kurtarmak lazım.

2002'de Zidane, Figo, Beckham gibi oyuncuları takıma getirmişti Perez. Yeniden başkan olunca 2. Galacticos'u kurmayı çabalıyor. Bunun ilk adımı Kaka ile atıldı. Villa Real Madrid'te gibi. Kesenin ağzını açtı Ribery, C.Ronaldo gibi isimler gündemde. United, Ronaldo'nun bonservisini 96 milyon euro olarak açıkladı. Haziran sonuna kadar Perez bu işide bitirir. Ribery transferi şimdilik askıya alındı Bayern kesin olarak satmıyoruz diyince.

Villareal, Nihat'ı satış listesine koymuş. İki gün önce en iyi oyuncusu olan adamı satmaya çalışmak şaşırtıcı geldi. Bunu duyan Aziz Yıldırım kolları sıvamıştır artık. Rossi'de Juventus'tan falan teklif almış onunda gitmesine kesin gözüyle bakıyorlar. Sadece Llorente'nin yeri garanti Villareal'de. Transferde suskun kalan Chelsea ise bombayı Aguero ile patlatacakmış!

Daha başka haberler olursa yazarız, böyle transfer senaryoları üretmek ve yazmak her zaman hoşuma gitmiştir. Hadi eyvallah...

Mehmet Topuz Fenerbahçe'de Gibi/Kabul Etti Sonunda

Fanatik, Topuz'un menajeri aracılığıyla Fenerbahçe'ye imza attığını duyurdu. Kendisi de o açıklamaları zorla yaptım diyor, tamamen baskı yüzünden. Kabul etti yani. Aziz Yıldırım, Telegol'de ne dediyse o çıktı, helal olsun. Demirören için güzel bir tabir var da buraya uymaz. Tamamen Fenerbahçe başkanının ağırlığı, liderlik özelliği ile alakalı bence bu transfer. Hayırlı olsun 66 numara.

Bakalım Fenerbahçe taraftarı Mehmet Topuz'u nasıl karşılayacak? Birkaç, ''zorla yaptırıldı o açıklamalar'' tarzı bir şeyler söylerse, dürüstlüğünü, samimiliğini biraz olsun kanıtlayacaktır ve Saraçoğlu'nun gözüne girecektir. İnanılmaz bir transfer yapmış olduk bununla. Bence geç bile kaldık. Dışarıdan sürpriz şut atan, duran topları iyi kullanan, sağa ilaç olabilecek bir oyuncuydu neyse ki geç oldu ama güç olmadı. Skor katkısı gelecektir şüphesiz Mehmet Topuz'dan. Fakat kişilik yönünde benim gözümde ilk gün neyse bugün de odur. Yanlış anlaşılmasın.

Transfer Haberleri


Mustafa Sarp kendini Galatasaraylı yapan 3 senelik sözleşmeye imza attı. Rijkaard'tan sonra Galatasaray'dan akıllı hamleler gelmeye devam ediyor. Linderoth, Mehmet Topal ve Ayhan'ın yanına iyi bir alternatif olur. Volkan Şen ve Sercan ile Bursa'nın beyni idi. Zamanında Bursa'ya Bülent Korkmaz kazandırmıştır Kayseri Erciyes'ten. Daha Rijkaard'ın getireceği oyuncularda var Galatasaray'a. Bu sezon Galatasaray için herşey çok iyi olacak gibi. Yeri gelmişken imza töreninde Aykut, Ümit Karan ve Hasan Şaş ile yolların ayrılacağı açıklandı.

Küme düşen Kocealispor'un kalecisi Serdar Kulbilge, Gençlerbirliği ile 3 seneliğine anlaştı. Serdar iyi kaleci falandır ama çok fazla hata yapıyor yinede Gençlerbirliği'nin çektiği kaleci sorununu bi nebzede olsa azaltır. Kayserispor 3 oyuncu ile anlaşmış. Biri Altay'dan Merter. Kendisi hakkında pek bi şey bilmiyorum ama Türk Patrik Viera diyorlar. Uğur abi biliyordur bi şeyler Merter hakkında. Anlaştıkları diğer oyuncularda yine Altay'dan kaleci Gökhan ve Gençlerbirliği'nden Hakan Aslantaş. Trabzonspor önceden önprotokol yaptığı sol bek Ferhat Öztorun ile öğlen 12 sularında imza töreninde resmi sözleşmeye imzayı attıracak. Hem Trabzon adına hem de Ferhat adına iyi transfer oldu. Cale'nin takımdan ayrılma gibi bi durumu var. Ferhat banko oynamaya başlarsa herkes adına iyi olur. Yerli iyi bir yedek her zaman iyidir.

Spor Turu#2

Bugün Final serisinin 3. maçında Efes'e yenildik. İplere yasladığımız Efes, kurtuldu oradan. Sinan, Thornton, Shumpert, Kasun 4'lüsü sezonun en iyi maçlarını oynadılar. Resimdeki Sultan Süleyman, gereksiz tercihlerle 15 sayıdan gelen geri dönüşün, en önemli sebebiydi. Mirsad yine süperdi, Demir bilek kusursuz işledi fakat kaybettik yinede. Süper maç oldu, Efes'e tebrikler.

Beşiktaş, ortayı iki Alman'a teslim etmiş oldu. Michael Fink'le 3 yıllık anlaştılar. Bedavaya geliyor. Şahan'ın skecinde, ''Sait, at Fink'e!'' tarzı şeyler vardı, bu Fink umarım o Fink değildir. Bu arada Cisse, Nice yolunda. Delgado, Zapo, Higuain ve Schildenfeld yolcu gibi. Delgado'yu Espanyol alsın. De la Pena'nın yerine harıl harıl adam arıyorlar. Demedi demeyin, Demirören her sene 1 Alman'ı getirir buraya.


Kocaeli'nin gülü İBB'ye transfer oldu. Açıkçası Sivas'ı bekliyordum alması için Taner'i. Sonuçta Anadolu takımına gitse daha iyi olurdu. Yaşı 32 zaten. İBB'de tonla forvet var. Gökhan Kaba, 3 golünden 2'sini Sivas'tan şampiyonluktan etmek kullandı sezon boyunca. Bebbe, ancak Bank Asya'da kral olur. Denizli'den aldıkları Adriano bi işe yaramadı. Bu arada İbrahim Akın'ı Fenerbahçe'de görmek istiyoruz.

Yeter Yıldırım Demirören!


Anıl, Ahmet Çakar konusunda bi şeyler yazmış. Yaptığı Beşiktaş başkanına yakışmayacak hareketler. Sezon sonunda şampiyon olamasaydı bırakacaktı kesin olarak, sezon boyunca şampiyon olmak içimden gelmedi sırf kurtulmak için. Gerçi sezon boyunca çenesini fazla açmadı. Son hafta ailesi ile falan maça gelmesi güzel görüntülerdi. Artık içinde ne kadar birikti ise Mehmet Topuz davasında hepsini döktü. Şimdilik alacakları var diye gitmediği söyleniyor. Bi baba yiğit çıkıp şuna parasını verse çek ellerini Beşiktaşımızın üstünden dese ne kadar güzel olurdu be. Tek olumlu hamlesi Mustafa Denizli gibi dursada Anılcım onuda mecburen getirdi. Zamanında benim olduğum kulubün kapısından Mustafa Denizli ve Sinan Engin giremez demişti. Sağolsun Sinan Engin epey bi karıştırdı ortalığı. Manisa'ya da yazık oldu tekrar kümeye düşecekler. Zamanında bi http://www.demirorenistifa.com/ vardı halen duruyor mu bilmiyorum ama orada Demirören'in şu ana kadar yaptığı bütün yanlışlar yazıyordu, hatırlatalım.

- Serdar Bilgili zamani takimi yüz üstü biraktiniz, "baskan adayi olmam" dediniz ama oldunuz.
- Seçimden önce anlastiginiz Lothar Mattheusu seçimi kazandiktan sonra yüz üstü birakip baska bir antrenörle anlastiniz.
- Del bosque gibi dünyaca ünlü bir hocanin arkasinda oldugunuzu belirttiniz ve kovdunuz.
- "Riza Çalimbay evladimizdir ancak benimle gider" dediniz, evladiniz gitti ve siz koltugu birakmadiniz.
- Gordon Milne tam yetkilidir dediniz adama aylarca bosu bosuna para ödediniz, bir de hiç bir sey yokmus gibi tazminat verip gönderdiniz.
- Koskoca BESIKTAS Erkek Basketbol Takimini 3 kurusa Cola Turkaya sattiniz .
- "Ben burda oldugum müddetçe mahkemesi bitmeden Sinan Engin göreve gelemez" dediniz, "Tigana'nin gitmesi için benden yardim istedi" diyen Sinan Engin'i tekrar göreve getirdiniz
- "Tüm branslarda sampiyonluk" dediniz Voleybol takimimiz su anda 2.ligde.
- 6 ayda bir gerek forma üreticisi gerekse de forma sponsoru degistirdiniz.
- "Localar yikilacak" dediniz yine sözünüzde durmadiniz.
- BESIKTAS'in hisselerini hiç sikilmadan sürekli sattiniz.
- Senelerce çaba sarfedilerek alinan Fulya projesi'nin çeklerini proje daha bitmeden kirdirdiniz.
- Akatlar Spor Kompleksi'nin adini Cola Turka Arena yaptiniz.
- Türkiye Kupasi´ni Baba Hakkilarin, Seref Beylerin mezarina götüreceginize UluSOYSUZunuzun babasina götürdünüz
- Sanki babanizin kulübü gibi kafaniza göre para verdiniz aldiniz, verdiniz aldiniz.
- Taraftara sirin gözükmek adina febe'nin artiklarini topladiniz.
- Ülker'in sponsorlugunda BESIKTAS'in katledilisini hala izlemektesiniz.
- Milangaz febe maçlarina reklam verecegine, reklamlari BJK TV'ye verdirseydiniz.
- "BESIKTAS ile ilgili haberler BJK TV'den yapilacak" dediniz, BJK TV'yi Dogan Holding'e sattiniz.
- Millet Lig Tv'nin kablolarini kesiyor, siz o'nun yayinladigi maçlara reklam veriyorsunuz.
- Ali Gültiken'i hiç suçu günahi yokken, çok da basarili bir menajerken, etik olmayan bir sekilde görevden aldiniz.
- Sirf Trabzon yabanci oyuncu alabilsin diye ellerindeki Jun denen kalitesiz adami transfer ettiniz.
- Kulüpler Birligi toplantisina bir tane yönetici göndermeyip haklarimizi TS'li yöneticiye devrettiniz.
- 2 milyon dolar için futbol subesini Celal Kolot'a sattiniz.
- Orhan Yildirim gibi spor yazarlari'ni sizi elestiriyor diye, susturmak için Seyahat islerini onun sirketine vererek eteginizdeki taslari dökmesini engellediniz.
- Kivanç Oktay kayinçonuz diye yaptirdigi evleri futbolcu alacaklarina karsilik sattiniz.
- "Besiktas büyük lokmadir, bogazinizda kalir" dediniz, elaleme bizi rezil ettiniz.
- Ismet Arzuman, Affan Keçeci gidecek dediniz, adamlarin belki de maaslarina zam yapildi, ne gitmesi.
- Ezeli rakibinizin sampiyonlugunu isteyecek kadar BESIKTAS'li olmadiginizi gosterdiniz.
- Sivas maçina paf takimiyla çikacagiz dediniz, sözünüzü yediniz.
- Her icraatinizda, her sözünüzde BESIKTASlilik durusunu ayaklar altina aldiniz

Iste bu ve bunun gibi nice örnekler gösteriyor ki; Siz asla BESIKTAS'li olamazsiniz. Bu yüzden DEMIROREN ISTIFA!!!

Turn Left Turn Right

10 numara film bana kalırsa,çok saf ve temiz bir aşk hikayesi anlatılıyor.2 genç var bunlar çocukken birbirlerine vuruluyolar neyse efendim 13 yıl sonra karşılaşıyolar ve tekrardan aşık oluyolar demiyelimde aşk alevleniyor.Birbirlerine numaralarını veriyolar fakat yağmur çıkıyor ve numaralar mürekkepten dolayı karışıma uğruyo,işte yapmur nedeniyle hasta oluyolar.Bu iki insan bu yağmur nedeniyle ayrılıyolar fakat birbirlerine her zaman çok yakınlar,biri köprünün üstündeyken biri altında ya da konserde biri diğerinini 2 sıra arkasında öyle bi kader yani.En önemli kader konusu da filmin adında gizli bu iki insan komşu aynı zamanda.Birbirleriyle karşılaşmıyorlar çünkü biri sola diğeri sağa dönüp gidiyo işine yani tam tersi istikamete.Sonunu da söylemiyim artık çok süper film lan işte,Issız Adam'a bin basar benim gözümde.Müzikleri falanda gayet hoş ve insanın ruhuna dokunan cinsinden,çok büyük tavsiyemdir aksiyondan şiddetten bunaldıysanız 95 dakikanızı ayırın sadece.

David Villa Real Madrid'de


Perez'in listesinin başında olan oyunculardan biriydi David Villa. An itibariyle onun transferi de sonlanmış oldu. 40 milyon euro'ya Valencia ikna olmuş. Artık Real'in oyuncusu David Villa. Kaka'nın ardından bu transferle iki günde 160 milyon euro(Villa'ya verilecek yıllık ücreti katmıyorum)harcadı başkan Perez. Silva'da gündemde. O da yolcu Valencia'dan.

Forvet hattına iyi bir transfer geldi bence Perez'den. Raul-Higuain-Villa üçlüsüne sahip oldular şimdi. Nistelrooy yolcu, orası kesin. Higuain kulübede kalır gibi kalıyor. Raul de kalabilir, Pellegrini'ye bağlı her şey. Kaka arkadan onları destekleyecektir muhakkak. Sola Ribery, sağa da Ronaldo gelirse izleyin derim Real'i.

Casillas; Metzelder, Pepe, Heinze, Ramos; Ronaldo, Ribery, Kaka, Diarra; Villa, Raul(Higuain)

Ronaldo'ya Süper Gol

Miss World 2010!