Arsenal-Fenerbahçe #3

Şu Fenerbahçe'de bireysel olarak Volkan ve Edu dışında kimseye iyi oynadı demek mümkün değil. Daha doğrusu Fenerbahçe'ye takım olarak iyi oynadı demek mümkün değil. Fenerbahçe'nin kapasitesinin Arsenal'i yenmeye yetmeyeceğini anlamış Aragones ilk maçta. O da el mahkum, anti-futbol anlayışını sahaya sürmek zorunda kaldı. İzleyen, maçtan keyif almak isteyen biri için berbat birşey bu, lakin Fenerbahçe'nin kendi çıkarları açısından doğru oyun planını seçtiği aşikar. Hemen puan hesaplarına girilmeye başlandı, şu şunu yenerse, şu şurdan olursa çıkıyoruz, böyle olursa UEFA'ya gidiyoruz, şu maçta yenilirsek sonuncu oluyoruz vs vs. diye. Yenerse, yenilirse, ederse diyebiliriz ama şu şunu kesin yener, Fenerbahçe 2.olur, 3.olur, sonuncu olur diye kesin birşey söyleyemeyiz. Zira bu grupta Arsenal dışında geriye kalan 3 takım zayıf takımlar ve kendi aralarında oynadıkları maçlarda ortaya ne çıkacağı belli olmaz. Fenerbahçe'nin Porto'ya karşı böyle oynayacağını sanırım kimse düşünmüyordur. Zaten şu oyunla 2 maçtan 2 puan çıkarır Fenerbahçe. Alınan 1 puan çook da önemli 1 puan değil açıkçası. Bu maçtan puan aldı Fenerbahçe, ama alamasaydı da çok fazla şey farketmezdi. Puan tablosuna göz attığımızda, saha içine baktığımızda grupta hala 4.lüğe en yakın takım Fenerbahçe. Alex olsaydı, Fenerbahçe kazanırdı bile diyecekler muhakkak olacaktır, biliyorum. Ancak şu sahadaki Fenerbahçe'nin içine Alex gibi bir oyuncuyu koyamazsınız. Koyarsanız da böyle bir futbol anlayışı benimseyemezsiniz. Bu akşam top rakipteyken Guiza ve Semih dahil herkes topun arkasına geçti. Şu anki tablo karşısında tahminlerde bulunmak çok zor. Oynanacak 5.maçlardan sonra grubun gidişatını daha rahat kestirebiliriz. Bu arada, bahis şirketleri bu akşam zengin oldu...

0 yorum: