Dün Aziz Yıldırım bütün bilinmeyenleri ve bilinenlere açıklık getirmiş. Yorumlarınızı beklerim. İşte açıklamalar;
''EMRE BUNALIMA SOKULDU''
Fenerbahçe'ye transferinin ardından, özellikle sakatlığıyla gündeme gelerek sıkça eleştirilen Emre Belözoğlu'na destek çıkan Yıldırım, Emre'nin, Türk futbolunun yetiştirdiği nadir futbolculardan birisi olduğunu kaydetti. Medyada sakatlığının sık sık gündeme getirilmesinin Emre için rahatsızlık yarattığını anlatan başkan Yıldırım, özetle şunları söyledi: ''Emre'nin takımımıza çok faydası olacaktır. İleride ''İyi ki aldık'' denilecektir. Basınla olan ilişkilerini devamlı uzatmak hem ona, hem Fenerbahçe'ye zarar veriyor. Büyükler affeder. Her gün çocukla ilgili doneler ortaya koyuluyor. Aile yaşantısı iyi, saygısızlığı yok. Bir hadise yapmış. Hepimiz hata yapıyoruz. Destek olmak lazım. Sonra yapmıyor, etmiyorsa gereken söylenir. Emre Fenerbehçe'ye değil, eğer Galatasaray'a transfer olsaydı, şu an ona karşı olan ithamlar olmayacaktı. Belli Galatasaray kalemleri kasıtlı yazıyor bunları. 'Emre sürekli sakat' deniliyor. Keşke Deivid böyle sakat olsaydı da oynasaydı. Avrupa ile Türkiye'yi karıştırmayın. Orada sakat olduğunu söylerse futbolcu oynatılmaz, Ama biz 'forma için, benim için'' deriz, zorla oynatırız çocukları. Partizan maçına gittik, Semih sakattı. 'Oynaman lazım, fedakarlık bekliyoruz' dedim. Doktorlar baktı, sonra oynadı. Avrupa'da olsa oynamazdı. Sakatlığını gündeme getire getire çocuğu (Emre) psikolojik olarak bunalıma soktuk. Hep beraber adamı çıldırtacak pozisyona getiriyoruz.''
SENNA'NIN BONSERVİSİ
Josico'ya yönelik eleştiriler konusunda da Aziz Yıldırım, ''Aragones ile ilk konuşmalarımızda, Josico'nun milli takıma almayı düşündüğü bir oyuncu olduğunu söyledi. Josico'nun daha çok geriye oynadığını, Senna'nın ileriye oynadığını ifade etti, ancak sakatlığından dolayı alamadığını belirtti. Josico da gelebileceğini söyleyince transferini yaptık. Senna'nın bonservisi 24 milyon avroydu, olmadı, alamadık. Senna 17. maddeden dolayı gelebilirdi. Bu madde üzerinde çalışma yaptık. Avrupa'da ünlü avukatlarla konuştuk. Fenerbahçe'nin sportif ceza alabileceğini duyunca vazgeçtik'' diye konuştu. Guiza'yı, Barcelona'nın da istediğini bildiren Yıldırım, İspanyol golcü ile ligler bitmeden pazarlık ettiklerini ve ön protokol yaptıklarını kaydederek, ''Biz almasaydık Barcelona'ya gidecekti. Biz daha ligler bitmeden pazarlığı yaptık, ön anlaşma imzaladık. İmzalamasaydık alamazdık. Barcelona ile görüşmeler yapıyorlardı. Uzamasının sebeplerinden biri de bu'' dedi. Yıldırım, medyanın, yapılan önemli transferlerde getirilen futbolcuların değerini ölçemediğini savundu.
AURELIO GERÇEĞİ
Aziz Yıldırım, Brezilya asıllı futbolcu Mehmet Aurelio'nun, parasal konular nedeniyle menajerinin sözünü dinleyerek takımdan ayrıldığını ifade etti. Fenerbahçe'de başkanlık görevine geldiği günden bu yana yaptığı en önemli şeyin, gelir ve gider tablolarını birbirine yakın hale getirmek olduğunu anlatan Yıldırım, ''Etoo'yu da getirirdik, başkasını da getirirdik, ama kulübü borca sokardık. Ben, benden sonrası da aynı şekilde devam etsin istiyorum'' dedi. Aurelio'nun, Fenerbahçe'den yılık 1 milyon 750 bin dolar aldığını bildiren Yıldırım, geçen aralık ayında menajerinin kendilerine Aurelio'yu İspanya'nın Valencia takımına götürmek istediğini ifade ettiğini anlatarak, gelişmeleri şöyle aktardı: ''Menajerin, Valencia Teknik Direktörü Koeman ile arası iyiydi. Aurelio'nun mukavelesinde '7 milyon avro getirirse gider' diye ibare var. ''Veremeyiz'' dedik. Menajer gitti basına konuştu, 7 milyon avro verip Aurelio'yu İspanya'ya götüreceklerini söyledi. Valencia kulübünün sportif direktörüyle devamlı konuştuk, düşüncelerini sorduk. 'Antrenörle diyalog içinde, biliyoruz, ama biz almayacağız' dediler. Bu geldi, 'Madem Marco'yu vermiyorsunuz, Vederson'u verin, 6 milyon dolar bonservis parası getireyim' dedi. Biz, kadroyu bozmak istemediğimizi söyledik. O çocuğun menajeri olmadığı halde beynini yıkamış, almış pastanede konuşmuş. Hepsini Valencia'ya pazarlamak istiyor. Bundan sonra görüşmeyi kestik. Yıl sonunda geldi. Biz Aurelio için 2 milyon avro teklif ettik. Kendisine de yıllık yüzde 10 verelim dedik. Menajerin alacağı 400 bin avroyu 500 bin yaptık, ancak futbolcu için 3 milyon avro, artı 1 milyon avro da kendisine istedi. Bunu kabul etmedik. Edu 1.2 milyon avro alıyor, Lugano 1,2, Deivid 1,2... Hepsi bu civarda. O oyuncuya o parayı verirsek, diğerlerini ne yapmamız lazım?'' Aurelio ile duygusal bir konuşma yaptığını anlatan Yıldırım, ''Menajeriyle yaptığımız konuşmaları anlattım. 'Biz seni seviyoruz, seni Türkiye seviyor, kalmanı istiyoruz' dedim. 'Alacağın primlerle bu paraları alırsın' dedim. Geçen yıl 500 milyar lira alan oyuncunun eline, primlerle 1 trilyon geçti. Aurelio'nun eline en azından 350 bin dolar tutarında daha fazla para geçerdi. 'Menajer ne derse o olur' dedi. Ben kendisine her şeyi anlattım. O da gitti'' şeklinde konuştu.
AURELIO-JOSICO
Yıldırım, Aurelio'nun geri dönmek istediği şeklindeki hatırlatma üzerine, ''Bizim idarecilerle menajeri görüşmeler yaptı. Ben 'Olmaz' dedim. Burası Fenerbahçe. Bize yakışmaz, biz Fenerbahçe'yiz. Karar budur, bitti. Dönmek yok. Herkes Josico'yu görecek'' diye konuştu. Aurelio olayında Fenerbahçe'nin gereken her şeyi yaptığını, ancak bu futbolcunun para için menajerinin yaptığını tercih ettiğini kaydeden Yıldırım, ''Basın yazıyor, Tuncay gitti, şu gitti, bu gitti diye. Onlar varken Chelsea'yi geçecek pozisyona geldik mi hiç? Onlar yoktu bu kadroda'' diye konuştu.
TUNCAY
Tuncay Şanlı'nın İngiltere'ye transferinin detaylarını da anlatan Yıldırım, bu futbolcuyu da ikna için çok çalıştıklarını, ancak Tuncay'ın, Avrupa hedefini tercih ettiğini bildirdi. Tuncay'a, Middelsbrough'un vereceği rakamın üzerine çıktıklarını anlatan başkan Yıldırım, şunları söyledi: ''Tuncay'a, 'Kal Roberto Carlos'un kaptanı ol. Bazı şeyleri parayla ölçemezsin. Gider gelirsin normal oyuncu olursun. Şimdi tarihi yakalarsın, Cemil Turan olursun, Can Bartu olursun, Fenerbahçe tarihinde adın olur. Öbür türlü kopukluk olur' dedim. 'Hayır ben İngiltere'de oynamak istiyorum'' dedi. Buna rağmen gittiyse ne yapabiliriz.''
GUIZA'NIN SİGARA İÇMESİ
Guiza'nın bir kafede sigara içerken görüntülenerek haber yapılmasına da değinen Yıldırım, Fenerbahçeli eski futbolcu Rapaic ile aynı konuda yaşadıkları bir anıyı şöyle anlattı: ''Rapaic'i 10 milyon borservis bedeliyle aldık. Bir gün bizimle görüşmek istedi, oturduk ve konuştuk. 'Ben gitmek istiyorum' dedi. Bir kafede oturduğunda ve kahve içerken sigara yaktığında yanına gelen insanların 'Başkan görmesin, yönetici görmesin kızar, basın yazar' gibi şeyler söylediğini, bu nedenle iki ayda bunaldığını ifade etti. Biz de bir kahve söyledik ve sigara tuttuk. 'Bundan sonra sana kim böyle şey söylerse, başkan beni çağırdı sigara tuttu, kahve söyledi'' dersin dedim.'' Futbolcuların kendisinden çekinmesinin normal olduğunu, çünkü Fenerbahçe'nin en büyük sorumlusunun kendisi olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Bana saygı duyuyorlar, ben de onları çocuklarım gibi görüyorum'' dedi. Son 5 yıldaki transferlere harcadıkları rakamlar ve takımdan gidenlerin kazandırdıklarının karşılaştırıldığı bir haberle ilgili mantık hatası yapıldığını ifade eden Yıldırım, ''14 milyon avroluk Alex de mi bedavaya gidecek diyorsunuz. Ben size Alex;in bonservisini 10 milyon avroya veriyorum, satabilirseniz satın. Mukavelesi bitmiş bir oyuncu gidiyorsa, burada zarar durumu olmaz, ancak oyuncuyu aldığımız değerden daha az bir değere mukavelesi bitmeden satarsam eksi yazabilirsiniz. Kezman'da bile kulüp zarar etmedi. 8'e aldım 2 yıl oynadı 4'ü gitti, ben de 4,5'a sattım kar ettim. Anelka'yı 5.3 milyon sterline aldık, 8.3 milyon sterline sattık. Marco'nun karşılığında 3-5 milyon vardı da ben bedavaya mı gönderdim'' şeklinde konuştu.
ZICO
Eski teknik direktörleri Zico ile ilk yıl 1.8 milyon avro, ikinci yıl için de 1.9 milyon avroluk anlaşma yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, Brezilyalı teknik adamın ikinci yıl kendilerinden yeni sezon için 3,5 milyon avro istediğini, bu nedenle anlaşamadıklarını bildirdi. Yıldırım, şunları kaydetti: ''Kimse antrenör olarak Zico'yu burada tanımıyordu. Stajer dendi, gidince kıymetli oldu. Zico ile benim anlaşmam vardı. İlk yıl için 1.8, ikinci yıl için 1,9 anlaşmam vardı. Birinci sene şampiyon yapma şartı vardı. Şampiyon oldu, bir yıl daha sözleşmesi uzadı. Bizden istediği 3,5 milyon avroydu. Pazarlıklarda inmedi. Görüşmeleri uzattık, bekledik insin diye. İkinci konu kardeşiydi. Kardeşi 500 bin avro, Sant'anna 750 bin avro istiyordu. Toplamda 2,9 milyon avrolardan 4,75 milyon Avrolara gitti iş. Zico şampiyon olsaydı da fark etmezdi, parasal konu olduğu zaman anlaşamazdık. Yüzde 60-70 artırma olur mu? Aragones ve ekibinin aldığı para 3,5 milyon avrodur. Zico'ya yazılan primler kadar primleri vardır. Onun dışında bir şey yok. Bütün ekibinin aldığı 3,5 milyon avrodur.'' Teknik direktör tercihinin neden Aragones olduğu sorusuna Yıldırım, Zicolu dönemde disiplin eksikliğine de vurgu yaparak, ''Zico ile başarı geldi de, lig şampiyonluğunu yürüye yürüye kazanması lazımdı Fenerbahçe'nin. Antrenmanda tercüman çocuk hocanın arkasında kaleye şut atıyor, antrenman sürüyor. Ona göre bir düşünceleri vardı. Bizim düşüncemiz daha çok disiplindi. Bir işyeri nasıl çalışacaksa, öyle çalışılması gerekiyordu'' diye konuştu.
''SCOLARI İLE EL SIKIŞTIM. ETO'O İLE ANLAŞTIM''
Aziz Yıldırım, 2006 yılında, başkanlık görevini bıraktığını açıkladığı dönemde Portekiz Milli Takımı kampında teknik direktör Scolari ile anlaştığını, ancak Portekiz, Dünya Kupası'nda tur geçtikçe Scolari'nin vazgeçtiğini anlattı. Yıldırım, şöyle konuştu: ''Portekiz'de milli takım kampında el sıkıştım, anlaştık. Tur geçtikçe vazgeçti. Her şey de kolay değil. Fenerbahçe'yi herkes takdir etsin. Roberto Carlos geldi, Anelka geldi. Van Hooijdonk'u getirdik. Bunlar kolay değil. Transferler hemen olmuyor. Basın öyle didikliyor ki. Kıpırdama şansınız kalmıyor. Transfer olmayınca, 'Beceremediler' oluyor. Eto'o ile anlaşmıştım, ama çok büyük rakamlar istediler. Avrupa'da bu sene rakamlar alt üst oldu.'' Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, 2009 Mayıs ayındaki olağan genel kurulda ne yapacağıyla ilgili henüz bir karar vermediğini belirterek, ''Mayısta gidiyor gibi bir kararım yok. Gerekirse kalırım. Kimse beklentiye veya politika yapmaya girmesin'' dedi. FB TV'de ''Futbol Zirvesi'' programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, ''2005 yılında 'Avrupa'da kupa kaldırana tek Fenerbahçe'nin başındayım' demiştiniz. Hala bu sözünüzün arkasında mısınız'' şeklindeki soruya, ''Söylenenler zamanına ve yerine göre değişebilir. O günkü şartlarda, beklentimizden dolayı bunu söylemiştim. Söylediklerimin arkasındayım, ama 'benle beraber şampiyon olur' demek istemiyorum. Benden sonra da şampiyon olabilir. Başarılar başlamıştır, her sene artarak devam edecektir. İnşallah Avrupa'daki başarıyı yakalarız'' yanıtını verdi. Mayıs ayındaki kongrede ne yapacağını şu anda düşünmediğini ifade eden Yıldırım, ''Arkadaşlarımla oturup konuşacağım. Mayıs ayı geldiğinde düşüncemizi kamuoyu ile paylaşırız. Mehmet Ali Aydınlar ile ilgili bir açıklama yazıldı. Kendisini severim, bu kulübe hizmet etmiş arkadaşımızdır. Ali Koç'u ise Fenerbahçe'ye ricayla, zorla soktuk. Onun gençliğinden beri hayali Fenerbahçe başkanı olmak. İçeri girince biraz korktu, zorlukları görünce. Aynı zamanda Ferit Şahenk de var. Bu tip değerli insanları burada görmek istediğimi söyledim'' şeklinde konuştu. Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar'ın federasyon yönetimine girmesi için eski Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan ile birlikte Aydınlar ile görüştüğünü kaydederek, şunları anlattı: ''Rahmetli Hasan Doğan yönetimi kurarken, Mehmet Ali Aydınlar'ı düşündüğünü söyledi ve bana 'Siz ne dersiniz' dedi. 'Girerse mutluluk duyarız' dedim. Onun üzerine Mehmet Ali Bey'i aradım, rica ettik, gittik. Üçümüz görüştük. Ben orada samimi olarak Türk sporu için federasyon yönetime girmesinin faydalı olacağını belirterek, 'Kafanda Federasyona girersem, Aziz Yıldırım bırakırsa federasyonu bırakıp, buraya dönemem' diye bir düşünce olabilir. Öyle bir pozisyon olursa Fenerbahçe başkanlığını düşünürsen, bırakıp gelip aday olursun' dedim. Sonra bir kulüpler birliği toplantısında, geç gitmiştim, konuşmalar yapılmış, Mahmut Özgener'i destekleme kararı alınmıştı. Toplantıdan sonra orada 3-5 kişi sohbet ederken bu konu gündeme geldi, çünkü Mehmet Ali Bey'in yönetimde devam edip etmeyeceği konuşuluyordu. 'Sizle konuşmalar yapılmış, acaba ayrılırlar mı' dediler. 'Hayır, kendi düşüncesine bağlı' dedim. Fenerbahçe demokrasiyle idare ediliyor. Aziz Yıldırım'ın işaret etmesiyle olmaz. Aziz Yıldırım'ın 1 oyu var. Kulübü daha ileri götüreceğine inanmıyorsam, kardeşim olsa oy atmam. Bu arkadaşlardan biri aday olursa, ben nerede olursa olsun gelip oyumu atarım, ama illa 'O olsun, bu olsun' diye bir ayrım yapamam. Kongre üyeleri karar verir, biz de ona saygı gösteririz. Mayısta gidiyor gibi bir kararım yok. Gerekirse kalırım. Mayıs ayı geldiğinde değerlendiririz. Kimse beklentiye veya politika yapmaya girmesin.''
''HER ZAMAN FENERBAHÇE'NİN EMRİNDEYİM''
Aziz Yıldırım, 1 milyon üye projesini çok önemsediğini, ancak kongre üyelerinin önüne geldiğinde, bu konuda kendisine yetki verilmezse, bir kırgınlığının olamayacağı söyledi. ''Ben bunu yaparım, olmazsa giderim'' anlayışında olmadığını vurgulayan Yıldırım, ''Fenerbahçe'de pazarlık olmaz. 1 milyon üye ütopik bir rakam değil. Düşüncelerimizi yetkili kurullara sunarız. Onlar onaylarsa uygularız. Onaylamazlarsa rafa koyarız. 'Küstü, kızdı' olmaz. Burası cemiyetçiliktir. Ben Fenerbahçe tarafıyım. Her zaman Fenrebahçe'nin emrindeyim. Elimden ne geliyorsa yaparım'' dedi. Yıldırım, 100. yılda 100 bin taraftar kartı projesi başlattıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: ''2007'de, '100. yılda 100 bin taraftar kart' dedik. Şu anda rakam 155 bin. Real Madrid'de 100 bin, Barcelona'da 160 bin civarında. Bu 155 bini 2009 Nisan ayına kadar 200 bine çıkarmayı düşünüyoruz. O zaman dünyada bir numara olacağız. Bizim hedefimiz 1 milyon üye. Bununla ilgili hukukçulardan bir ekip kurduk, çalıştık. Bir noktada tıkandık. 1 milyon üye yaptığımız zaman, seçimi İstanbul'da yapmam lazım. 100 bin kişi oy atmaya geldi, nerede oy attıracağız, nerede ağırlayacağız. O zaman bunun şubelere dağılması lazım. Bu sistem siyasi partilerde, sendikalarda var. Mevcut 15 bin delegenin yanı sıra şubelerde yapılacak delege seçimlerinden gelecek 30-40 bin kişiyle statta seçim yapılır. Bunun için kanunda değişiklik yapılması lazım. Sayın bakana bunu anlatım, olumlu karşıladı. Çalışmalar tamamlandığında, üyelerimizin karşısına geçip hazırladığımız öneriyi sunacağız. 'Evet' derlerse bunu uygulamaya başlayacağız. Fenerbahçe'nin dünyada 1 numaralı kulüp olma yolu buradan geçer. 1 milyon üye, 1 milyar dolar demek. Her sene 50 milyon dolar yıllık aidat kulübe girer.''
GENÇ FENERBAHÇELİLER
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı tribünleriyle ilgili kombine kart sahiplerinden çok şikayet mektubu aldığını, bu konunun Fenerbahçe'ye zarar verdiğini söyledi. ''Migros tribününde Genç Fenerbahçeliler özel yer istiyor. Bu konuda ne diyorsunuz'' sorusu üzerine Yıldırım, ''Kulübün başkanının özel yeri yoksa kimse özel yer istemesin. Herkes biletini alıp maça gelir ve yerine oturur'' dedi. Yıldırım, geçmişte Genç Fenerbahçelilerin lokaline Ortega'yı kendisinin değil, o zamanki futbol takımı menajerinin götürdüğünü kaydetti. Genç Fenerbahçeliler Derneğinin kurulmasını sağlayanlardan biri olduğunu vurgulayan Yıldırım, ''Ben onlara karşı değilim, ranta karşıyım. Hepsine karşı değilim. İçinde olan 5-10 kişiye karışıyım. Çok şikayet mektubu var. Ben bu konuda sonuna kadar varım. Bu Fenerbahçe'ye zarar veriyor. Fenerbahçe'nin gelirlerini kesemezsiniz. Huzursuz ederseniz, kesersiniz. İnsanlar huzursuz olursa kaçar, gelmez. Buraya insanlar 'büyük oyuncuları izleyelim, eğlenelim' diye geliyor. Kombine alan insanların şikayeti var'' diye konuştu. Medyada amigoların yazı yazdığını, amigolarla ilişkisi olan muhabirler bulunduğunu ifade eden Yıldırım, ''Bu ilişkilerin, rantların kopması lazım. Ben istiyorum ki Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı bizim tribüne gelsin, biz de onlara gidelim. Mücadele saha içinde olsun, kavga istemiyorum. Saha dışında dostluklar olsun'' açıklamasını yaptı.
''BU KAVGAYI YAPACAĞIM, BUNLARI SİLECEĞİM''
Fenerbahçe'de tek kimliğin olmasını istediğini anlatan Yıldırım, şunları söyledi: ''Çeşitli gruplar olabilir, oraya pankart da asabilir. Fenerbahçelileri, Genç Fenerbahçeliler ile aynı noktaya getirmek üzere olduklarını gördüm. Van Hooijdonk transferinde Genç Fenerbahçeliler havaalanında futbolcunun boynuna kendi atkılarını takıyordu, 'olmaz' dedim. Orada Fenerbahçe değil, Genç Fenerbahçeliler yazıyor. Geçmişte Genç Fenerbahçeliler kale arkasında bağırıyorlardı. Onlara gerekirse bilet desteği, otobüs desteği yaptım o zamanki şartlar gereği, ama gördüm ki rant var. Genç Fenerbahçeliler diye atkı, şapka üretiyorlar. Herkes sanıyor ki Galatasaray'da, Beşiktaş'ta şu gruplar, bizde de bu grup onlarla mücadele ediyor. Ben de genç olsam öyle sanırdım. Ankara'da, İzmir'de birer tane elebaşları var, bir de burada 10 kişilik grup var. Bunu emniyet de, valilik de biliyor. Fenerium kurmuşum, devlete vergimi veriyorum. Genç Fenerbahçeliler de ürün çıkarıp satıyorlar. Ayda 25-30 milyarlık mal satıyorlar. Yılda 250-300 milyar... Bunlar kimin cebine giriyor? Yanlarına alıyorlar zengin çocuklarını, maçlara sokuyorlar, Fenerbahçe muhabbeti yapıyorlar, onlardan para alıyorlar. Kulüp başkanına yazı yazıyorlar. Siz kimsiniz? Burası 30 milyonluk Fenerbahçe. Anadolu'ya gidiyoruz otobüsten iniyoruz, bilmem ne reis diye bağırıyorlar. Biz bunları aştık. Kendileri şu kadar beyinleriyle bizi zorlamaya çalışıyor. Biz Fenerbahçeliyiz, ben Fenerbahçe için hareket ediyorum. Geliyor yerine oturmuyor, onu kaldırıyor. Adam bana yazıyor 'biz size güvendik kombine aldık' diyor. Geçen sene tribüne çıktım. İki aile yazdı, geçen sene çağırdım kulübe, 'nedir sıkıntınız' dedim. 'Biz tribüne çıkıyoruz, yerimize oturamıyoruz' dediler. Ben gidip yerlerine oturttum. Aşağı indim, baktım yine başkası oturmuş. Sarhoş... 'alkollü hareket engellenemezmiş. Engellenecek, herkes görecek. Bana 'Padişah' diye beste yapmışlar. Ben cumhuriyet çocuğuyum. Beste meste anlamam. Yense de yenilse de Fenerbahçeliyim. Bu kavgayı yapacağım, bunları sileceğim. Efendi gibi koltuğuna oturacak. Koltuğunda istediğini yapsın, küfür etmemek kaydıyla. Benim sattığım kombinede yazıyor 'rahat oturmazsan iptal ederim' diye. Buna uymayanların hepsini iptal ettim. Kanuni ne işlem varsa yaptırırım. Hiçbir şeyden korkmam, çekinmem.'' Migros tribününü hiçbir zaman kombine yapmayacağını, bugüne kadar 30 bin 288 kombine sattıklarını dile getiren Aziz Yıldırım, ''Geçen sene 24 bindi, 30 bini aştık. Arkadaşlar gelip biletlerini alırlar veya aşağıda bir bölümde koltukları sökeriz, biletler ucuza olur, gelip bağırır çağırır giderler. Avrupa'da birkaç kulüpte böyle var. Fenerbahçe başkanı, Fenerbahçeliye karşı olur mu? Fenerbahçe haklarını kimseye tecavüz ettirmem. Anadolu'daki çocuklar bilse Genç Fenerbahçeli ürünü almaz, Fenerbahçe forması alır. Kimseye karşı değilim, ranta karşıyım. Kimseden çekinmem. Herkes yerini bilecek. Bütün tribünlerde kombine alan arkadaşlar yerine otursun. 'Bunlar olmazsa tezahürat olmaz' diyorlar. Öyle şey olmaz. 50 bin kişiyi hiçe sayıyoruz, 200 kişi bu işi yapıyor, olur mu? Partizan maçında gördük. Bütün Telsim tribünü bağırdı'' dedi. Aziz Yıldırım, ''Guiza ve Semih sakatlanırsa, İlhan'a güveniyor musunuz'' sorusuna, ''İlhan Parlak'a da güveniyorum. Semih nasıl yıllarca bekledi ve sonunda Semih oldu, İlhan Parlak da bir Semih olacaktır. Kezman'ın gitmesi taraftarı değildim, onun için epey direttik. Hoca 'Gitsin' dedi. Hoca bununla konuştu. 'Ben seni 3. adam olarak düşünüyorum' dedi. O da 'Ben gitmek istiyorum' dedi. Sivas'ta golleri atınca tribünde beni gösteriyordu. Gitmeden önce çok iyiydik, gidince kötü olduk'' diye konuştu. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, kendisi ve arkadaşlarının, para ile ilgili konularda hiçbir şekilde suçlanamayacağını, kendi paralarından daha çok, kulübün paralarına sahip çıktıklarını söyledi.
Yıldırım, şunları söyledi: ''Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının suçlanamayacağı tek konu, para konusudur. Kim suçlarsa terbiyesizlik yapar. Kendi paramızdan daha çok, Fenerbahçe'nin parasına sahip çıkıyoruz. Çalışma yapıyoruz. İstersem kulübü borçlandırır, büyük oyuncu transferi de yaparım, ama gönlüm el vermez. Bu sene biriktirir ve seneye yapabilirim. Param varsa transfer yaparım, yoksa yapmam. Brezilya'da bir sistem vardır. Oyuncuların bonservisleri ve reklam hakları çoğunlukla kişiler ve şirketlerdedir. Alex'in de öyle. Biz Alex'i, Cruzerio Kulübü'nden almadık. Kişiler veya şirketler Uruguay gibi ülkelerden küçük kulüpleri alıp, ellerindeki futbolcuların haklarını da buraya koyuyorlar. Bizim yaptığımız reklam hakkı ödemesi zaten sözleşmede var olan bir ödeme. Fatura karşılığı ödüyoruz bunu. Muhasebe kayıtlarına girilen, planlı bir ödeme. Önemli olan, bu nasıl sızdı? Kulüpten bir resmi evrak dışarıya çıkıyor. Araştırdık tabii ve işlemlerimizin yapıldığı bankada bir gazetecinin eşinin çalıştığını öğrendik.''
''MÜHENDİSLİK OKUMASAM BELKİ FUTBOLCU OLURDUM''
Yıldırım, mali ve idari alanlarda başarılı çalışmalar yapması ve tesisleşmede önemli hamleler gerçekleştirmesine karşın, futbolda aynı sıçramayı yapamamalarından dolayı kendisi için, ''Betondan anlar, futboldan anlamaz'' tabiriyle eleştirilerde bulunulduğunun hatırlatılması üzerine, futboldan ve spordan anlayan biri olduğunu vurguladı. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Amatör olarak futbol da oynadım. İnşaat mühendisliği okumasaydım belki futbolcu olurdum. Fenerbahçe'de futbol şube sorumluluğu, voleybol şube kaptanlığı yaptım. Futboldan anlamak nedir? Eleştirilen idarecilik kısmı ise ayrı bir şey. Futboldan anlamak bu değil. Eğer ben başkanlık görevine geldiğimde şimdiki imkanları bulsaydım, Fenerbahçe şimdi bu noktada mı olurdu? Futboldan anlamak ayrı şey. Anlayan kim varsa gelsin, hepsiyle futbolla ilgili, sistemle ilgili tartışmayı yaparım. Ben eğitimli adamım. Haddimi bilerek, her şeyden anlarım. Basında yazan tüm yazarlar kadar futboldan anlarım, ama spordan daha fazla anlıyorum.''
KUTLUAY KONUSU
Milli basketbolcu İbrahim Kutluay'ın yeniden Fenerbahçe Ülker'de oynamak istemesi konusuna değinen Yıldırım, bu konunun tamamen antrenör Bogdan Tanjevic'in tasarrufunda olduğunu dile getirdi. Kutluay'ın geçmişteki tercihlerinden dolayı tepkili olduğunu anlatan Yıldırım, şunları kaydetti: ''Ben başkan olduğumda takımdaydı ve ücretini 600 bin dolardan 1 milyon 200 bin dolara çıkarmıştım. O bir sene sonra mukavelesi varken gitmek istediğini söyledi ve Efes Pilsen'e kiraladık. Sonraki sezon yöneticimiz Mahmut Uslu ile oturup görüştü, anlaştık, ama bu kez Yunanistan'a transfer oldu. Tekrar gelmek istediğinde ben bu kez karşıydım, ancak antrenörümüz Aydın Örs ile yöneticimiz Mahmut Uslu ısrarcı oldu ve ben 'Ne istiyorsanız onu yapın' dedim. İstemedim, çünkü bizi zor durumda bırakıp gitmişti. Geçen sezon, bu kez askerlik sorunu nedeniyle yine ayrıldı. Bu sene geri dönüp Tanjevic ile görüşmüş. Antrenörümüz kendisine oynatamayacağını söylemiş. Sonra Mahmut Uslu ile görüşüp, 'Başkan, hocaya söylesin ve beni alsın' mesajı göndermiş. Tanjevic bana, 'O zaman antrenörlüğü sen yap' derse ne yapacağım? Konu bu. Biz, kendisine 'Faal sporculuğu bırak, gel bir yerden başla, sonra bir yerlere gelirsin' dedik, ancak o, 'Oynayıp para kazanayım' diyor. Aslında böyle insanlara ihtiyaç var, ama maalesef herkes 35'inden sonra oynayacağız sevdasına girdi. Müdahil olmak istemiyorum. Hocanın oynatmayacağını söylediği yerde ısrar etmek olmaz. Kapı açık. İbrahim gelip bir yerlerden başlayabilir ve sonra istediği pozisyona gelebilir. Yeteneği var.''
''ADNAN POLAT BİZİ GURURLANDIRDI''
Aziz Yıldırım, Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat'ın, Fenerium mağazalarına yönelik sözlerinin kendilerini gururlandırdığını söyledi. Bu açıklamayı bir başkasının yapmasının aynı etkiyi yapmayacağını dile getiren Yıldırım, ''Rakiplerimizin de bizi öncü görmesiyle mutlu olduk. Dürüstçe söylemesi de olgunluktur, ama bizim bu mağazaları daha da büyütmemiz lazım'' derken, Fenerium mağazalarının bu noktaya gelmesinde emeği geçen herkese müteşekkir olduklarını kaydetti. Fenerbahçe Sportif A.Ş'nin gelişimine de dikkat çeken Yıldırım, bugün şirketlerinin yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir değeri bulunduğuna dikkat çekerken, Galatasaray gibi bir şirket birleştirme operasyonu olup olmayacağı sorusuna, ''Birleşme planımız yok, ama bizim başka planımız var. Zamanı geldiğinde konuşulur'' yanıtını verdi.
UEFA KUPASI FİNALİ
Yıldırım, bu sezon Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılacak UEFA Kupası finaline Galatasaray'ın çıkması halinde ne hissedeceği şeklinde bir soru üzerine, ''Oynamadan bir şey söylemek olmaz. Oynasınlar, o zaman söyleriz. Kimsenin umudunu kırmayalım. Hiçbirimiz ümit olmadan yaşayamayız. Bu istekleri devam etsin, kesmeyelim, ama Beşiktaş ve Kayserispor'la birlikte başarılar dileyelim'' şeklinde konuştu.
"BELÖZOĞLU İÇİN FEDAKARLIK YAPTIK''
Fenerbahçe'de futbolcu ücretlerini belli bir denge içinde belirlediklerini kaydeden ve oyuncuların, birbirlerinin ücretlerini örnek göstererek ücret talep etmelerini kötü bir alışkınlık olarak niteleyen Yıldırım, şöyle devam etti: ''En kötüsü, bir oyuncuya biraz fazla verince, diğeri gelip, 'Ben niye o kadar alamıyorum' diyor. Şu anda da var. İşler dışarıdan göründüğü gibi çözülmüyor. Ben Aurelio'ya istediği 3 milyon avroyu verirsem, peşinden Alex, sonra bir başkası kendi istedikleri rakamları söyleyecek. Peki ben burayı nasıl idare edeceğim? Herkesin istediğini verirsek kargaşa olur. Biz, Emre Belözoğlu'nu getirmek için fedakarlık yaptık. Fedakarlık lazımdı. Bu parayı İngiltere'de alıyordu zaten. Başka türlü buraya gelmez ki. Bizim iki gözümüzü sevdiği için gelmedi. Niye gelsin ki, rahatı yerindeydi orada. Burada, 'Sakatım' dediğinde herkes saldırıyor. Ben de tenkit ediyorum, yeri geliyor. Orada böyle değil. Aldığı paranın altına buraya gelme şansı yok, ama bizim ihtiyacımız var. O zaman alacağız.'' Yıldırım, kendisine yöneltilen tüm soruları yanıtlarken, kulüp olarak alış fiyatıyla 113 milyon dolarlık gayrimenkul sahibi olduklarını, resmi olarak kendilerine gelen bir talep olmamasına karşın menajerleri vasıtasıyla Lugano ile Volkan'a bazı talepler olduğunu duyduklarını da dile getirdi. Mehmet Aurelio'yu, Real Betis'e götüren Bayram Tutumlu'nun adını kullanmadan, ''Marco'yu götüren zat, Uğur, Deivid ve Vederson'u da İspanya'ya götüreceğim diye beyinlerini yıkama operasyonu yapmaya çalışıyor'' ifadesini kullandı. Galatasaray'ın, yeni inşa edilen stadının isim hakkını satması konusu açılınca, kendilerine de Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın isim hakkı için yıllık 15 milyon dolar civarında teklif olduğunu anlatan Yıldırım, ''Henüz bunu görüşmedik, ancak stadımızın ismini vermemiz için bir sebep göremiyorum. Yarın şartlar değişirse verebiliriz'' dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder