Sizler adına, Sporx'te yazıları onbinlere ulaşan, beğenilen, kısacası yeni neslin başarılı yazarlarından Esat Dergi ile bir röportaj gerçekleştirdim. Umarım beğenirsiniz, kendisine buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum, beni kırmadığı için.
Esat Dergi kimdir ne iş yapar? Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Esat Dergi aslen İzmirli. Yaklaşık olarak 4 yıldır İstanbul'da. Sporx'inkurulum aşaması (Superspor)'un ilk ekibine İzmir'den transfer olarakİstanbul hayatını başlattı ve ailesinden ayrı yaklaşık 4 yıldır sevdiğiişin peşinden koşuyor, bu iş epey ağır olsa da. Maksimum İletişim A.Ş'yeait Sporx portalında editörlük ve aynı zamanda yazarlık yapıyor. Hayatıgenelde bütün spor olaylarından bire bir haberdar olmak ve bunlarıaraştırmakla geçiyor. Bunun dışında sinema, yabancı diziler ona bol boleşlik eden şeyler. Fazla kalabalıktan hoşlanmıyor ve gece gezmelerinde butür yerlerden uzak durmaya çalışıyor diye özetleyebiliriz...
Fenerbahçe bu sezon Teknik Direktörlüğe Daum'u getirerek doğru bir iş yaptı mı?
Hedefler ortaya koymadan önce bunun olacağını söyleseydiniz elbetteşaşırırdık. Nitekim Daum'lu Fenerbahçe'nin Avrupa'da kendini bulmaaşamasına epey geldiği fakat gol atarak-gol yiyerek turnuva takımıolamadığını önceki yıllardan biliyoruz. Şimdi hedef Türkiye Şampiyonluğu.Bu hedef küçük mü? Fenerbahçe için hedefler elbette büyük olmalı ama Türkiye Şampiyonluğu, özellikle 3 yıl üst üste kazanılacak bir şampiyonluk sadece kupa değil, bir baskı da kazandıracak takıma.
Daum ülkede herkesi tanıyor zaten, bizi de sizi bile hatta. Onungelişinden sonra doğru mu yanlış mı muhasebesi için maçlar kadar sahadışına da bakılmalı. İdmanlardaki hareketleri, takımı iç içe geçirenolaylar, psikolojik olarak takımı güçlendiren her hoca idealdir. Daum'daniyi hangi hocayı getirebilirlerdi?
Brezilya rüzgarını değiştirmek istediler, neler oldu, gördük. Kulüp bunahazır değildi. Büyük hocalar ile markayı parlatmak istediler aynı zamandaAragones ile, yine aynı şeyler oldu. Daum tercihinin kısa bir süredealınması da yol haritasının çıkması için büyük avantaj sağladı, vefutbolcuların maç sonları röportajlarına dikkat edin, "Bu başarının kaynağı nedir" diye sorulduğunda, "Daum" diyorlar.
Andre Santos ve Cristian Baroni, Fenerbahçe'ye sınıf atlatacakoyuncular mı? Ne gibi katkılar sağlayacaklar?
Andre Santos ve bir takım Brezilyalılar gelecek yıl Güney Afrika'da düzenlenecek Dünya Kupası'nı düşünüyor. Bu yüzden bazı liglere saçılmış durumdalar. Dos Santos Brezilya'dan da Milli Takım'a çıkabilirdi ama Fenerbahçe onun için iyi bir sınav. Nitekim formayı Konfederasyon Kupası'nda söke söke alışını biliyoruz. Dunga ondan vazgeçmeyecek gibi.Kaka'nın olduğu bir takımda duran topları Dos Santos kullanıyor,görebiliyoruz. Dünya Kupası'nda Brezilya'nın esmesi durumunda ki tersi sürpriz olacak, Santos'un satışı ufukta gözükecek. Futbol olarak ise kalitesini ve futbolunu çok fazla tartışmaya gerek yok. Onun bir sol kanat değil, sol iç orta saha oyuncusu olduğunu, Brezilyalı özgürlüğünde tehlikeli olduğunu söylerek özet geçebilirim.
Cristian Baroni ise ezberleri bozacak bir futbolcu. Biliyorsunuz Türkiye'de Appiah ve Aurelio'dan sonra Fenerbahçeli taraftarlar hiçbir önliberoya aşık olamadı. Çünkü o iki isim günümüzdeki önlibero tanımını taraftara ve ülkeye yanlış yansıttı. Bugün Xabi Alonso rakibe tekme mi atıyor, rakipten her maç 100 top mu çalıyor? Xabi pozisyon alıyor,özellikle takımı hucüma çıkarken rakip defansın dengesini bozuyor.Cristian biraz daha geçsin bu takıma çok daha iyi ısınacak. Sivasspor maçında toplu ve topsuz alanda yaptıklarını onu çıplak gözle izleyenler ne demek istediğimi çok iyi biliyor. Yerli edebiyatına gerek yok, Selçuk'uisteriz ki çalışsın formayı kapsın, alkışlayalım. Fakat Cristian'ın atak başlangıcında ve rakipten gelen toplarda hucümü dağıtma konusundayaptıkları, bire bir hırslı müdahaleleri (ki bunların haftalar geçtikçe artacağını düşünüyorum) her şey için yeterli. Önliberodan her maçta gol beklemeyin, evet hucüma çıkmalı ama önce görev. Ve ben futbolu fiziği ile değil, aklıyla oynayanları seviyorum. Aurelio ve Appiah hangi maçta 35 metre çapraza arkası dönükken top gönderebiliyordu? Kafamızdaki önlibero tanımını artık gerçeğe uydurmak gerekiyor, dünya futbolu bunu gerektiriyor.
Bir de şu var bu iki futbolcunun transferi neden alkışlanmıyor? Fenerbahçe yönetimi yanlış birini transfer ettiğinde insanlar parti yapacak kadar sevinip, yazıp, çiziyordu. Yaklaşık 10 milyon avroya iki Brezilyalı ki birtanesi dünyanın en iyi takımının 11 oyuncusu. Yanlışları konuştuğumuzkadar doğruları da konuşmalıyız, F.Bahçe yönetimi sessiz ve derinden yerlitransferdeki darbesini yabancı konusunda da yaptı, transferler ilkaçıklandığında o yankı olmasa da...
Daniel Gonzalez Güiza, Emre Belözoğlu ve Kazım Kazım'daki değişim Daum'un eseri mi?
Güiza'da bir değişim yok aslında, sadece alışma süresi çabuk geçti. 4 yıllık sözleşmesi olan bir futbolcuyu 6 ayda öldürme hastalığı geçen sene tavan yapmıştı, bunu anlamak güç. Güiza'nın tekniğini daha fazla ortaya çıkarması lazım. Ve halen daha tek forvet için ideal biri değil. Fakat kalitesi ortada. Forvet nokta asistler de yapmalı. Bugün Henry Arsenal kariyerinde nasıl parladı? Atmaktan çok attırarak da. Güiza atacak da,atıyor da. Yeterki Türkiye'deki futbolseveler her vurduğunu gol yapan forvet istemesin. Asla ülkeyi küçük görmek değil ama ligimiz ve ligimizin dünya üstündeki statüsünü düşündüğümüzde İspanya Milli Takımı'nın 3 forvetinden biri, La Liga'da gol krallığı yaşamış birinin buraya tatile gelemsi bile zordu, neden insanlar bunu düşünmüyor?
Emre ise hepimizi şaşırtıyor. Aziz Yıldırım bu kadar güvendiğinde ona, bu kadar büyük paralar verdiğinde sorgulamıştık bol bol. Ben de bunları yapanlardan biriydim. Şimdi o sorguları sorguluyoruz, Emre çünkü aldığı parayı sonuna kadar hakediyor. Emre'nin değişikliği Daum ve sezon öncesi hazırlık kampı yapmasından değil, onun tekrar ülkeye kendini kanıtlama zorunluluğu altına sokulmasından. Bu baskı iyi yansıdı. Bakın o baskı Nihat Kahveci'ye de gelecek Beşiktaş'ta, yakındır...
Kazım'da ise değişiklik yok potansiyeli her zaman olan ama duygusallığı fazla olan biri, böyle de devam edecek gibi. Geçen sezon babasıyla birlikte kulüpte çıkardığı isyanı da unutmuş değiliz. Bu tipteki oyuncuların bu takımda kalemleri sürekli kırıldı ama Kazım hep dışarıda bırakılsa da hiç vazgeçmilmedi. Herkes Kazım'dan disiplinli bir futbol bekliyor ama o yıllardır kendi futbolunu oynuyor. Sahada futboldan zevk almak istiyor. İçinde çok eğlenceli bir orkestra var, bence hafiften bizde onu değiştirmeye değil, böyle kabul etmeye başlamalıyız. F.Bahçe iyiyken, iyi olmak değil aslında mesele. Takım geriye düştüğünde ya da maç kazanması gerektiğinde, sıkışan bir futbolda, o zaman neler yapacak Kazım ve babası, mesele bu... Ben bu üç futbolcunun değişimini yüzde yüz olarak Daum'a bağlamıyorum. Aziz Yıldırım'a bağlıyorum. Bir iş yerinde çalıştığınızı düşünün.Patronunuz öyle bir gürlüyor ki "3 yıl şampiyon olacağız" diye, işçilerini kötü geçen bir sezondan sonra tek tek hepsiyle saatlerce konuşuyor, bir şeyler anlatıyor. Biz bir şeyi atlıyoruz aslında, evet Daum kusursuzca sorun yaratmadan, kimseyle sorunlar içine girmeden süper bir hava kattı veheyecan veriyor ama bunların çıkış noktasına bakmak gerek.
Yarın:
Lugano ve Transfer
Bilet Fiyatları
Bloglar ve Esat Dergi
Esat Dergi'yle Müzik Beyzbol..
1 yorum:
Kendisini Topuzun transferi sürecinde tanımıştık. Fbnin basın sözcülerinden.. Antuya yakışır. Böylelerini pazarlamayın boşuna, millet yutmuyor anacım...
Yorum Gönder