Evet, belki de bu yazıyı okuyan biri yine 'git süt iç, yaşına başına bak.' tarzı şeyler söyleyecek. Fakat ben tüm bunları göze olarak bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim. Şu sıralar tatildeyim ve SBS denen ve iki seneme mal olan illetin yorgunluğunu çıkarıyorum; arada girip yazı yazma imkanım oluyor ve blogları okuyorum. Fakat önce blogları okuyorum; Fanatik, Sporx vs. vs. en sona onlar.
Bir çok arkadaşın blog okuduktan sonra spor gazetesi almayı bıraktı, aynı benim gibi. Ve artık spor yazarları da programlarında bizim bloglara yer veriyorlar; gazetelerde bunun adına sayfalarca yazı çıkıyor vs. vs. Mesela ben okuduğumda; 'aa di massimo talento buymuş demek ki' diyorum içim hoş oluyor vs. vs.
Fakat her güzel şeyin bir sonu var derler. Bunun sonunun olmasını istemiyorum. Blog kardeşliği vardı bir aralar. Hala da devam ediyor. Sonunda en çok bundan korkuyorum ki; mesela x blog benim adresimi vermeyecek; ben de onunkini vermeyeceğim. Böylece blog sitelerinin birbirlerine her gün onlarca kez bindiren aynı gazetenin köşe yazarlarından; ya da farklı gazeteye bok atan gazetelerden ne farkı kalacak?
Ben Ali Sami Yen'in yazılarını beğenmiyorum -böyle bir şey yok örnek veriyorum- blogu çok çok paylaşmam listemde. X de benim üslubumu beğenmiyor, o da benim bağlantımı koymaz olur biter; çok mu şey istedik. Fakat başka blogların üzerine binip yukarı çıkma durumu olursa ki yaygın bir şekilde başlamış durumdadır, bu güzel alemin ne tadı ne de tuzu kalır. Günde yüzlerce harika yazının servis edildiği bir yuvada birbirimizi yemeye gerek yok.
Elano masturbasyon yapmıştır, hayatıdır. Basın bunu koyup hata etmiştir. Fakat bir Fenerbahçe blogu da bunu yaparsa üstüne üstlük daha da ileri gidip resimleri koyarsa ki başıma gelebilecek en iğrenç şeylerden birisidir bu, ortalığın ne tadı ne kalır tuzu. Extensor blogunun sahibi de yorum bölümüne kısacık bir not bırakır ya da özel olsun der hocam, blogunuzun üslübunu beğenmiyorum diye e-mail atar. Olay bu kadar. Zaten o postları gördükten sonra benim de girmeye hevesim kalmadı, haklısınız.
Sonuç olarak bugün BenFenerbahceliyim blogunda beni hayrete düşüren bildiğin küfürleşme var. Adam yavşak diyor var mı böyle bir şey? O zaman o adamda yazar ama yazmadı. Helal olsun Extensor'a. Aceto gibi Marca'dan kopyala yapıştır diyor? Ah ah! Aceto olmasa, Blogger olmazdı Türkiye'de. Bülent Abi, süper bir iş başlattın ama arada çürük çıkıyor. Neyse sorun değil, ayıklanır. Şimdi o adam istediği kadar gelip küfür edebilir buraya. Etsin de. Ben bundan sonra bu blogu listesinden çıkarıyorum blogun. Ha diyeceksiniz kendinle çelişiyorsun üstte yazdıkarınla? Bir Fenerbahçeli olmama rağmen burama geldi. Teknik taktik analiz var mı? Çok az. Bu blog için geçerliydi bu yazı. İyi günler.
6 yorum:
adamı unlu yaptınız mına koyum. her tarafta ben fenerbahceli blogu, bıktım. gerizekalılarla ugrasmayın yazmaya bile değmez.
keşke bilica nın fenerbahçe ye transferi sonrası uydurulan haberler için de aynı tepkiyi verseydiniz daha inandırıcı olabilirdi.
@ Adsız;
O dönemler bu camianın çok da içinde değildim. Patrona koltuğu olayı gerçekten ayıptır. O zaman olsaydım emin ol ki aynı tepkiyi verirdim.
Bilica'nın hikayesi Türkiye'de uydurulmadı. Brezilya'daki bir söylentinin araştırılmasının akabinde bir blogger tarafından "aktarıldı". Başka bir blogger da bu hikayenin tamamen söylenti ve rakip takım taraftarlarının dilindeki bir kızdırma hikayesi olduğunu açıkladı. Ardından hikayeyi aktaran blogger özür diledi. Sapla saman karışmasın...
Sitemini dikkate alıp ben senin linkini vereceğim))
Dediğinizden herhangi bir şey anlamadım :)
Yorum Gönder