Bu işin içinde bir iş var, hatta yüzlerce-binlerce iş var da işte kafam pek almıyor. Melih Gökçek, işe çirkin bir şekilde siyaseti de bulaştırmış durumda; aklı sıra partisinden izin alıyor. Hani işin binbir türlü durumu var. Ahmet Gökçek, Ankaragücü'nün resmi başkanı. Ankaraspor, birleşme yolunda iyi bir adım attı; Mehmet Çakır ve Ediz'i Gecekonducuların yanına yolladılar. Daha sonra TFF çok doğru bir işe çok geç de olsa imza attı; ihtarı dayadı.
Peki ihtarın mantığı neydi ? Tamamen Melih Gökçek'in Ankara'nın taraftarı doğru düzgün olan tek kulübü Ankaragücü üzerinde babadan oğula geçen tarzı bir hükumdarlık kurmasını engellemek. Futbol ile ilgisi kesinlikle çok çok az olan; tek mahareti Ankara Belediye Başkanı'nın oğlu olmak olan Ahmet Gökçek, yukarıdada belirttiğim gibi Ankaragücü'nün gerçek başkanı şu anda.
TFF'nin verdiği ihtarın sonrası haftalarca konuşuldu; konuşulacak. Bir kere bir daha böyle tehlikeli yakınlaşma durumlarında TFF'nin alacağı tavır şimdiden belli. Tahammül dahi yok ki bu iyi bir adım oldu. Şimdi Ankaraspor çıkıp diyor ki; Ankaragücü ile herhangi bir ilişkimiz yok. Peki adama sorarlar; Ediz'in Galatasaray ve Fenerbahçe peşinden koştu; Mehmet Çakır'ı ise bilmeyen yok, büyük takımda yedek kulübesinde pek sırıtmaz. Bu oyuncular Galatasaray maçı öncesi Ankaragücü yolunu tutuyorlar; sessiz sedasız. Basında bunun yansımaları pek yer almadı; herhangi bir bonservis bedeli ödendi mi ya da ? Bu sorular neden hala cevapsız ? Bunları cevaplamadan daha bir de ilişkimiz yok diyorsunuz; ''Atma Recep, Din kardeşiyiz.'' derler adama.
Atma Recep, Din Kardeşiyiz
Gönderen Emre zaman: 01:32
Etiketler: anadolu takımları, futbol
0 yorum:
Yorum Gönder