Çankırılı bir ailenin Ankara'da doğan 5 çocuğundan biri. Gençlerbirliği'nin altyapısında başladığı futbol yolculuğunu 18 yaşında A takıma yükselerek hızlı bir çıkışla sürdürüyor. Teknik direktörü Samet Aybaba onu "Geleceğin yıldızı" olarak değerlendiriyor, yakından tanışanlar ise sol ayağını kullanışını ve frikiklerdeki ustalığını Sergen Yalçın'a benzetiyor. Yeteneklerinin farkında ve kendisine güvenen bir oyuncu. Eksiklerini fark edecek ve nerede yanlış yapmaması gerektiğini bilecek kadar da akıllı. TFF'nin resmi yayın organı TamSaha'dan Türker Tozar, geleceğin yıldızı olarak gösterilen Soner Aydoğdu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Teknik direktörün Samet Aybaba seni geleceğin yıldız adayları arasında gösteriyor. Bize kendini tanıtır mısın?
5 Ocak 1991'de Ankara'nın Mamak semtinde doğdum. Ailem Çankırılı. Üçü erkek, toplam beş kardeşiz. Ağabeylerimden ikisi de daha önce amatör olarak futbol oynamış. Babamı 2006 yılında kaybettim, annem ise ev hanımı.
Futbola başlaman nasıl oldu?
Her futbolcu gibi ben de mahalle arasında arkadaşlarımla maç yaparak futbolla tanıştım. Tabii ki çok sevdim futbol oynamayı. Ağabeylerime beni bir kulübün altyapısına yazdırmaları için yalvardım. Ankara bölgesi eski hakemlerinden ve eniştem olan Metin Kıtmır, beni Ankara Demirspor'a götürdü. Bir süre orada lisanssız olarak oynadım. 2003 yılında Gençlerbirliği'nin altyapısında lisanslı futbolcu olarak oynamaya başladım. Yaşım ilerledikçe Süper Genç takıma yükseldim. 2007-08 sezonunda Deplasmanlı Süper Gençler Ligi Türkiye Şampiyonası finaline yükselen Gençlerbirliği'nin kadrosundaydım. Finalde Galatasaray'a karşı 2-1 kaybettiğimiz maçta forma giydim. Daha sonra bu sezona PAF takımında oynayarak başladım ve şimdi de gördüğünüz gibi A takımdayım.
Hızlı bir yükseliş sergilediğini görmek zor değil. Basamakları sırasıyla ama hızlı bir şekilde atlamışsın. Kendini geliştirmek için neler yaptın? Bu gelişimde antrenörlerinin rolü ne kadar?
Şüphesiz bunda hocalarımın etkisi büyük. Sonuçta altyapıda oynayan her futbolcunun hayali A takıma olabildiğince çabuk çıkmak. Ben de idmandan önce tesislere gelip ağırlık, antrenmanlardan sonra ise şut çalışması yapmaya başladım. Özellikle PAF takımına çıktıktan sonra bu ek idmanları yoğunlaştırdım.
Keşke Samet Hoca gelse…
A takıma böylesine hızlı bir giriş yapmayı bekliyor muydun?
PAF takıma ilk yükseldiğim dönemde kısa vadedeki hedefim devre arası kampının kadrosunda yer alabilmekti. O dönemde hocamız Mesut Bakkal'dı. Hayalim kampta kendimi gösterip, A takıma seçilmekti. Mesut Hoca Kasım'da görevinden ayrıldığında teknik direktör adayları konuşulmaya başlanınca, "Keşke Samet Hoca takımın başına geçse" diye içimden geçirdim. Çünkü genç futbolculara ne kadar önem verdiğini biliyordum. Sonuçta, Samet Hoca göreve gelince benim için her şey değişti. Kendisi beni hemen A takıma aldı. Benim buraya gelmemde büyük pay sahibidir.
Sen de bu güvene karşılık ona hemen bir jest yapmış ve Ümit Milli Takım'da oynadığın ilk maçında giydiğin formayı Samet Hocaya armağan etmişsin. Onunla iletişimin nasıl?
Ümit Milli Takım'a gitmemde hocamın rolü büyüktür. Bu yüzden, ona bir şekilde teşekkür etmem gerektiğini düşündüm. Futbolcu açısından teknik direktörüyle iletişimi çok önemli. Zaten Samet Hoca da her zaman yanıma gelir, bana eksiklerimi söyler. Bunları gidermek için neler yapmam gerektiğini anlatır. Ben de onun tavsiyelerini dinleyip elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Samet Aybaba'nın Gençlerbirliği'nde olması genç futbolcular bir için bir avantaj. Zira onun genç oyunculara verdiği önemi biliyoruz. Peki, ligin diğer takımları için neler söylersin? Genç oyuncular yeterince şans bulamadığı için köreliyor mu?
Belki bu sorunuzu tam yorumlayamayabilirim ama Genç Milli Takımlara gittiğim zaman ne kadar yetenekli arkadaşlarımın olduğunu görüyorum. Bence onlara kendilerini göstermeleri için fırsat tanınmalı. Bu anlamda hem takımdaki ağabeyler denilen deneyimli futbolcular hem de teknik adamlar gençlere arka çıkmalı. Baskı gördükleri zaman onlara destek verebilmeli.
Hem orta sahanın göbeğinde hem de sol tarafında oynayabiliyorsun. Peki, ideal bölgen hangisi?
Sol ayaklı olduğum için sol kanatta da görev alabiliyorum ama esas bölgem forvet arkası ve orta sahanın göbeği.
Kendinde geliştirmen gereken hangi yönler olduğunu düşünüyorsun?
Bu sezon PAF takımda oynadığım maçlarda biri penaltıdan olmak üzere 6 gol attım. Gol atmayı gerçekten çok seviyorum ama arkadaşlarım beni şut çekmediğim için eleştiriyor. Sanırım şut çekme yeteneğimi geliştirmek üzerine daha çok çalışmalıyım. Fizik ve çabukluk konusunda da atmam gereken adımlar var. Topu olumlu kullanmak, etkili ara paslar atmak ise göze batan özelliklerim diye düşünüyorum.
Özellikle duran toplarda etkili olduğunu biliyoruz. Bunlar için özel çalışmalar yapıyor musun?
Çok fazla deneme yaparak, nerede yanlış yaptığımı anlamaya çalışıyorum. Topa hangi açıdan ve nasıl bir dokunuşla vurmam gerektiği konusunda kendimi geliştirmek için çaba sarf ediyorum. "Falsoyu nasıl vereceğim, alttan mı üstten mi vurmalıyım?" diye kendime soruyorum. PAF takımdayken haftada 3-4 antrenmanda serbest atışlar konusunda özel çalışmalar yapıyordum.
Beğendiğin frikikçiler var mı?
Zinedine Zidane ve Sergen Yalçın başta geliyor. Kesme tip kullanılan atışlarda Alex favorim. Onları izleyip, yaptıklarını uygulamaya çalışıyorum.
Topun ayağıma yakıştığının farkındayım
Turkcell Süper Lig'de ilk maçını Gaziantepspor'a karşı oynadın. Her ne kadar Gençlerbirliği maçı 2-1 kaybetse de sen, rahat ve kendinden emin görüntünle dikkat çektin. Bunu nasıl başardın?
Aslında ilk maçım olduğu için çok heyecanlıydım. İlk maçımı oynamanın verdiği hevesle sağa-sola koştum. Bir ara nefes alamadığımı hissettim. Topun ayağıma yakıştığının farkındayım ve topu nasıl kullanacağımı biliyorum. Belki bu iki etken benim kendimden emin ve sakin olmamı sağlamıştır. Normalde çok soğukkanlı bir insan olmamama rağmen, sahada yapmam gerekenleri bilmem, oyunuma da olumlu yansıyor.
Gençlerbirliği'nin oyuncu kadrosuna bakarak ligdeki konumunu nasıl değerlendiriyorsun?
İyi bir takımımız olduğunu düşünüyorum. Sezonunu ilk bölümünü hak etmediğimiz bir yerde tamamladık ama ikinci yarıda toparlanma sürecine girdik. Şimdi yavaş da olsa bir yükseliş içindeyiz.
Takım içinde seni etkileyen oyuncular var mı?
James Troisi ve Cem Can'ı beğeniyorum. Koray ağabeyi de öyle. Gaziantepspor'dan gelen Mehmet Polat var. Hepsi de top kullanan oyuncular, sanırım onları bu nedenle beğeniyorum.
Genç takımlar seviyesinde U16'dan itibaren milli oldun. Birçok özel maç ve turnuvada milli formayı giydin. Son olarak da Antalya'da düzenlenen Avrupa U17 Futbol Şampiyonası'nda Türkiye'nin kadrosunda yer aldın. Bu tür deneyimler kazanmak da kendine güven sağlamanda rol oynadı mı?
Tabii ki. Hangi seviyede olursa olsun milli takıma girmek, bazı şeyleri yaşamak ve görmek fark yaratıyor. Yeni ülkeler görüyor, değişik rakiplerle karşılaşıyorsunuz. Sonuçta kendinize güveniniz artıyor. Kendimi milli olmayan arkadaşlarımla kıyasladığım zaman farklı olduğumu görebiliyorum. Bu anlamda Genç Milli Takım maçları bana katkı yaptı.
Ümit milli forma altındaki ilk maçında golle tanıştın. O maçtaki duyguların ve kaydettiğin golle ilgili neler söylersin?
İçimde tatlı bir heyecan vardı fakat bu rahatsız edici bir düzeyde değildi. Ne de olsa geçmişte Genç Milli Takımlarda birçok kez oynamıştım. Gol atmam çok iyi oldu ve mutlu bir başlangıç yapmış oldum.
Kulübünle olan sözleşmeni 2013 yılına kadar uzatmışsın. Biliyorsun, yeni transfer sistemi gereği, sözleşmesi sona eren oyuncu başka takıma geçebiliyor. Genç oyuncular da hızla yükselmek istiyor. Ancak sen basamakları daha emin adımlarla çıkmak amacındasın ve hızlıca yuvadan uçmak gibi bir niyetin yok herhalde.
Bütün hocalarım bana birden yükselip sonra hızlıca aşağı düşenlerin hikâyelerini anlattı. En başta da Gençlerbirliği'nden Fenerbahçe'ye giden Tarık Daşgün'ünkini. Ben Gençlerbirliği'nde Soner oldum. O yüzden her zaman öncelik kulübümdedir.
Tarık Daşgün şu anda Gençlerbirliği Süper Genç Takımı'nın teknik direktörü. Onunla bu konularda hiç konuşuyor musun? Sana neler söylüyor?
Kendisi bir şey söylemese de yüzüne baktığımda ya da yaptığı konuşmaları dinlediğimde pişman olduğunu anlayabiliyorum. Bana daha transfer yapmak için erken olduğunu, yolun başında olduğumu söylüyor. "Her şeyi adım adım yapacaksın" diyor.
Bu anlamda, U17 Milli Takımı'ndan seninle yaşıt olan takım arkadaşın Abdülkadir Kayalı'nın Fenerbahçe'ye yaptığı transferi erken olarak mı değerlendirmek gerekir?
Bu onun tercihidir ama Ankaragücü'nde düzenli oynarken transferini yapması daha iyi olurdu kanısındayım.
Parayı ailem için isterim
Birçok yetenekli oyuncu özel yaşantısı nedeniyle istediği yerlere gelemedi. Sen nasıl yaşıyorsun?
Halen lise son sınıfta eğitimime devam ediyorum. Sabah kalkıp okuluma gidiyorum. Okuldan sonra da antrenmana geçip oradan eve dönüyorum. Gezmeye bile fazla vaktim olmuyor. Okul ve sporu bir arada götürmek oldukça zor ama sürdürüyorum. Elim para görse bile değişeceğimi zannetmiyorum, çünkü benim yapım böyle. Parayı aileme bakmak için kullanmayı düşünürüm.
Hayran olduğun veya örnek aldığın futbolcular var mı?
Zidane. Oyunculuk zamanında onu fazla izleme şansı bulamadım ama videolarını sürekli olarak internetten izliyorum. Yaptığı hareketleri, maçlarda ve idmanlarda uygulamaya çalışıyorum.
Oyun stilin Sergen Yalçın'a benzetiliyor. Sen bu görüşlere katılıyor musun?
Evet, ben de kendimi ona benzetiyorum. İkimiz de sol ayaklıyız. Attığı artistik pasları yapmaya çalışıyorum.
Yalnız Sergen'le ilgili şöyle bir durum var. O, oyunu tek yönlü oynayan bir futbolcuydu ve bu nedenle uluslararası bir yıldız düzeyine yükselemedi. Sen kendini bu açıdan nasıl değerlendiriyorsun?
Futbolda artık topu başkası kazansın, ben kullanayım gibi bir anlayış kalmadı. Top kaybettiğim zaman geri kazanmak için pozisyon alıyorum. Oyunu iki yönlü oynamaya çalışıyorum.
Bundan sonrası için kariyer hedefin ne olacak?
Yakın gelecekte Gençlerbirliği'nin düzenli oynayan bir futbolcusu olmak. Hayalim İngiltere Premier Ligi'nde oynamak. Hatta orada atılan ayak üstü paslara o kadar hayranım ki, idmanlarda hep onları yapmaya çalışıyorum. Arsenal'e de özel bir sempatim var.
Hobilerin neler?
İnternette futbolla ilgili sitelerde gezmek ve polisiye kitaplar okumak.
0 yorum:
Yorum Gönder