Guiza ve Fenerbahçe


Merhaba Terlikseverler.

Bizim bu Guiza'ya bi haller oldu.
Eskiden takımı ateşlerdi, taraftarlar aranan ruh Guiza demişlerdi ama yanıldık.
Geçen sezon Mallorca'da 27 gol atan,
Barça, Real Madrid gibi takımların ağalarını sarsan,
Penaltı atmadan koskoca La Liga'nın gol kralı oldu.

Bu sene büyük umutlarla geldi.
Eşi yüzünden daha da medyatikti.
İlk maçlarında golle buluştu.
Koşuyordu, mücadele ediyordu, çabalıyordu elinden geldiğince.
Taraftar artık tamamdır, Guiza geliyor dedi.

Fakat lig başladı, Guiza'ya bir haller oldu.
Beşiktaş ve daha nice maçlarda öyle bir kaçırdı ki golleri.
Eyvah dedim izlerken.
Küçük Emrah havasını da bir yere kadar taşıdı.
Trabzon maçında yerini Semih'e bırakırken yuhalandı.
Oysa bugüne kadar hep alkışlanıyordu.
***
Kendi yetmemiş gibi Alex'i de bitirdi.
Topu alıyor veriyor ve kaç Allah kaç.
Hiç teknik becerisi yok gibi. Kaleciyle karşı karşıya kaldığında %100'lük pozisyon değilde %50'lik gol pozisyonu oluyor Fenerbahçe için.
Onu en çok destekleyen kimdi?
Cevap doğru, Luis Aragones.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, Aragones'in de tahammülü kalmadı gibi.
Çıkarıyor Guiza'yı artık.
Alex kadar kolay değil elbette (!)
Ne de olsa vatandaşı.
Vatandaşı ya 35'lik Josico'yu kolundan tuttu getirdi. Sonuç 0!
Josico'yu şimdi Alex'in yerine alıyor.
Yazıklar olsun!

Geçen Sivas-Galatasaray maçı değerlendirmemde değindim bu konuya.
Alex durur durur maç alır diyordum.
Örnek olarak da Randers maçını verdim.
Ama bizim ki Alex'ten Ronaldo gibi oynamasını istemez mi.
Koşmuyor diyor Alex için.
Kondisyonu yetersizmiş.
Kabul, çık sen oyna o zaman.
Antrenmanlarda hergün birileri senin yaşını yere vurmamak için bizim kadar koşuyor diyordu.
Çık oyna o zaman.
Kandırmayalım kendimizi!

Alex bu takımın beynidir, beyinden öte.
Şimdi de TV'deki yorumcu abilerimiz konuşmaya başladılar:
''Yok Guiza şu da bu da Bermudez ayrıldı da sistem iyi değilde.''
Boş bunlar boş. İnanın hepsi boş. Hiçbiri Guiza'nın başarısızlık nedeni değildir.
Sevgiliyse sevgili kardeşim. Kadıköy'e geldi yeni sevgilisi.
Sistem mi?
Carlos'un açtığı güzelim topu boş kaleye gönderemiyor, onlarca pozisyon kaçırdı.
Doğru, sistem bu!

Batman için de bunları dedik.
Adam PSG'de şimdi.
Belki de geri gelecek.
Ama Kezman akıllıydı.
Rakibi bozardı.
En azından çok boş ise vurduğunu gol yapardı.
Guiza gibi değil yani.

Mallorca, Guiza'nın takımıydı tam.
Orta sıralarda oynayan çoğunlukta kontra atak oynayan takım.
Guiza'da açık alanda koşar vurur, gol olurdu.
Fenerbahçe büyük bir takım.
Öyle kolay kolay kontraatak oynamaz.
Ona göre oynasın.
Oynayamayacaksa kimse vazgeçilmez değil.

Semih'i ancak babası ilk 11 oynatır, Rıdvan Dilmen'in dediği gibi.
Nedir bu takıntı?
17 gol attı işte kapı gibi.
''İlk 11'de oynayamaz da şu da bu da''
İstediği kadar oynayamasın.
Alex'i oynatır en azından.
Alex, daha iyi anlaşıyor onunla.
Semih, Guiza gibi kaç kaç oynamıyor.
Alex ile mesafeli duruyor.

Son olarak Aragones ile ilgili.
1 puan iyidir diyor.
Uzun zamandır kulüp takımı çalıştırmadığından heralde.
Ya da beyninde sorun var.
Birileri buna anlatsın.
Fenerbahçe için bir puan iyi değildir.
Çubuklu'nun amacı TSL'de her maç 3 puandır.
Avrupa ortamında işler değişebilir.
Ama ortam TSL ise...
Üzgünüm Lui...

Bir sonraki yazıda görüşünceye dek.. Hoşçakalın..

1 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

Avrupalıların ligde kendilerinden üst sırada takımlara karşı oynadıkları maçlarda kaybetmemeleri onlar için iyi sonuç sayılabilir. O bakımdan bu açıklamasına çok takılmamak gerek

Güiza konusuna gelirsek Mallorca'da o golleri nasıl attı izlemedim ama o kadar gol atıp hiç bir büyük takımın ciddi anlamda radarına girmediyse zaten bir sorun var demektir kendisi ile ilgili.

Alex'in ise durum biraz daha farklı. Onun gibi mücadeleden kaçan bir adamı kompanse edebilmek için arkasında rakibi ısıran bir kaç adam olması lazım. Efendim biri Appiah ile Marco mu dedi :D