Call of Duty 4 Gun Sounds!

YouTube'da gezinirken serpento99 kullanıcı adlı arkadaşın hazırladığı çalışmaya bayıldım... Eleman üşenmemiş Call of Duty 4'teki silahların seslerinden müthiş bir şarkı yaratmış. Böyle anlatması çok zor ne de olsa bahsedilen şey bir ses. 2 dakika 7 saniye uzunluğundaki videonun linki burada. Eminim ki izlediğinize değecek zira son zamanlarda bu kadar eğlenceli bir şey görmemiştim...

İddaa Oyna Sende Kazan- 1 Eylül 2008


Para biriktiriyorum sanmıştım ama yanlışım varmış. Öbür ay sonuna yani fatura gelene kadar her gün maçlar oldukça oynadığım kuponu buraya yazacağım. Bu sıkışık durumum bitincede bomba kupanlara geçeriz artık. Neyse sizi fazla sıkmadan oynayacağım 4 maçı veriyim;

646 1 Djurgarden-Orebro
652 1 Helsingborg-Hammarby
661 1 Göteborg-Gais
666 2 Braga-Sporting Lizbon

Erkek Arıyorlarmış!

Avusturalya'lı kadınlar şu sıralar yoğun bir arayış içerisindeymiş. Erkek bulamıyorlarmış ve bundan da oldukça şikayetçilermiş. Avusturalya'da iş alanlarını kadınlara kaptıran erkekler yavaş yavaş ülkeden göç etmeye başlamış ve ülkede "erkek açığı" baş göstermiş. Şimdi de kadınlar üreyemiyoruz diye şikayet edip duruyormuş. Artık gerisi için de yorum sizin :) Ha bu arada... THY'nin Avusturalya'ya önümüzdeki 1 ay boyunca yapacağı seferlerde hiç boş yer kalmamış! Şaka yapıyorum tabii. Hala yer vardır ve siz de hemen bir tane kendinize yer bulabilirsiniz. :) Yazıya resim olarak ise Avusturalya'lı denince akla gelen en dişi yaratık olan Kylie Minogue'u uygun gördüm. Sizin daha iyi bir favoriniz varsa onu da yorumlarda bekleriz...

Necati Ateş Real Sociedad’ta


Geçen sezonun ilk yarısında Ankaraspor’da, ikinci devrede İstanbul Büyükşehir Belediyespor‘da forma giydi. Galatasaray, Real Sociedad'a bir yıllığına kiralık olarak verdi. Real Sociedad’ın memnun kalması halinde sezon sonunda Necati’nin bonservisini alacağıda söyleniyor. İspanya’ya bugün gidecek olan Necati’nin yarın medya önünde resmi sözleşme imzalayacağı gelen haberler arasında.

Gol yollarında yaşadığı sıkıntıyı Necati Ateş transferiyle çözmek isteyen Real Sociedad’ın güçlü bir kadro oluşturduğu ve sezon sonunda La Liga’ya dönmek için iddialı olduğu kaydedildi. Necati, Real Sociedad’ın 4. Türk oyuncusu olacak. İspanyol ekibinde önceki yıllarda Nihat Kahveci, Arif Erdem ve Tayfun Korkut da top koşturmuştu.

Bari şurada kendini göstersede eskiden olduğu gibi Milli Takıma kadar yükselse. Şu anki Galatasaray kadrosunda çok rahat yer bulurdu. Beğendiğim bir golcü. Türk statüsünde ayrıca. Sakatlıklardan çok çeken Galatasaray'ın kadro derinliği açısından iyi giderdi. Neyse Liverpool-Aston Villa maçının ikinci devresini izlemeye gidiyim..

Dönüyor!


Ayak bileğindeki problem nedeniyle temmuz ayı başında bıçak altına yatan Portekizli yıldızın iyileşme sürecinin kötü gittiği ve kasım ayı ortalarına kadar sahalara dönemeyeceği söyleniyordu.

Ancak yıldız futbolcu bu söylentileri yalanlayarak daha kısa süre içinde sahalara döneceğini açıkladı. Kendisi için bir tarih bile belirleyen Ronaldo, “27 Eylül’de ki Bolton Wanderers maçında sahadayım” ifadesini kullandı.

Kendisini oldukça iyi hissettiğini ve eski formuna kısa sürede ulaşacağını savunan 23 yaşındaki futbolcu, sezon başında takımını yalnız bıraktığı için üzgün olduğunu ancak en kısa sürede onlara katılacağını sözlerine ekledi.

Fenerbahçe 2-0 İstanbul B.B.


Aragones Partizan maçındaki oyun sistemini ve ilk 11'i değiştirmedi. İyide yaptı yani. Devamlılık her zaman önemlidir. Emre, Edu ve Selçuk yine yoktu ilk 18'de. Şöyle yedek kulübesine bakıyorumda elle tutulur hiç futbolcu yok. Sadece Gürhan var. Burak'ta kendi mevkiğinde oynamadığından pek yararlı olamıyor onu da saymıyorum. Deniz ise 3.stoper gibi oynuyor maçlarda. Deivid, Vederson, Emre, Edu, Selçuk, Josico falan geldi mi Fener'in kulübeside zenginleşecektir. Belediye'de ise Abdullah Avcı benim çok beğendiğim iki hücum oyuncusunu yedek otutturdu. Biri İbrahim Akın diğeri ise Adriano. İleride tek forvet Bebbe arkasında destekçi olarak İlyas vardı. Ondan gol pozisyonuna girmekte zorlandı Belediye takımı. 11 kişi iken bile 3 tane gol pozisyonu yaşadı kalesinde.

Fenerbahçe rahat bir galibiyet aldı Belediyespor önünde. Bunda rakip takımın 9 kişi kalmasının etkiside vardı. Metin Depe bence akıllı bir olay yaptı. Güiza'nın kaçıracağını hiç sanmıyordum. Çekti ve düşürdü. Sonuçta kırmızı kartı gördü ama mutlak bir gol pozisyonuda önledi. Semih'in Güiza'ya attığı o pasın önünde eğilmek lazım. Güiza'nın koşusuda çok iyiydi topun gittiği yere. Bu pozisyonda Okan Buruk topu kaptırmıştı Belediye atağı başlarken. Metin Depe'nin kırmızı kart görmesiyle Abdullah Avcı'nın oyun planı değişti. Oyuna müdahale etti ve Okan'ı çıkarıp Mahmut'u oyuna sürdü.

İlk yarıda Güiza dünya kadar gol kaçırdı ama etkili performansı ve oyun içindeki hareketliliğine kimse bir şey diyemez. Gökhan Gönül bu maçta yine iyiydi ama öne çıkışlarını maç boyu pek göremedik. Kendisi alıştırdı bizi böyle öne çıkışlarıyla. Asist ya da gol atmakla. Sonrada hiç ileri çıkmıyor diyince bize kızıyor benim görev defans diyor. Yapma etme Gökhan'ım. Kazım ile oynamasının avantajından biri defans ama ofansa pek çıkamıyor. Kazım çizgisini kapatan bir oyuncu. Deivid ile oynarken böyle değildi. Bolca ileri çıkış yapardı ama bu seferde savunmada sorun yaşıyordu. Çok gol yiyordu Fenerbahçe. Uğur Boral yine etkisizdi ama onunda bir şeyler yapma çabası gözümüzden kaçmamıştır. İkiş gol pozisyonuna girdi ikisinde de top ters ayağına geldi, şansızlık işte.


İkinci yarının hemen başında Belediye takımı 9 kişi kaldı. Serhat 2. sarıdan kırmızı kartı gördü. İlk sarı kartında yerdeyken Lugano'ya attığı bir tekme vardı ve sarı kart doğruydu. İkinci sarıyı gördüğü pozisyonda yine Lugano'ya çok sert bir hareket yaptı. Bu tamamen aptallıktır, amatörlüktür. Senin bir sarı kartın var zaten niye kontrollü oynamıyorsun arkadaşım. Bu ne sorumsuzluk. Takım 9 kişi kaldı ve maç burada bitti zaten. Karttan 5 dakika sonra Maldonado'nun güzel pasına hareketlenen Kazım kalecinin kapattığı köşeye topu vurdu ve gol oldu. Artık bütün herşey Fenerbahçe lehine idi. İbre Fener'e döndü. Oyun kontrolü tamamen Fener'e geçti.

Beklenen ikinci gol 61'de geldi. Uğur Boral sol kanttan ama bu sefer ters ayakla yaptığı ortaya yükselen Güiza, Semih'in hareketlendiğini gördü ve ona doğru topu attı. Semih'e ise sadece dokunmak kaldı. Güiza egosu olmayan bir futbolcu olduğunu yine gösterdi. Bu o kadar iyi bir şey olmasada olumlu bir özellik ve Güiza'nın önemli bir yönü. Hem atıyor hem attırıyor. Forvetin komple hali bu oluyor işte.

Maçın en güzel hareketi Uğur'un açtığı ortada Carlos'un yarım volesiydi. O gol kaçar mı diye çoğu kişi sövmüştür. Maç boyunca yaptığı tek olumlu hareketti bence. İleri çıkmak. Mçata kırmızı kart riski olan Gökhan'ı zamanında dışarı alan Aragones'i de tebrik etmek lazım. O gördü sarı kart profesyonel olmayanın yapacağı bir hareketti. Çocuk gibi topu yere vurmalar falan, olmuyor Gökhan. Kendini bir an önce topla..


Şu Güiza'nın 81. dakikada kaçırdığı gol tam bir komedi eseri. Sen forvet adamsın orada zekanı kullanacaksın. Aşırtsana topu kalecinin üstünden. Gidiyon kalecinin üstüne nişanlıyon topu. Kendine güvenin gelsin. Penaltı atmadan İspanya'da gol kralı olmuş bir adamsın. Yapme etme yani..

Kazım golden sonraki dansına değinmeyi unuttum. Bu golleri bütün sezona yayda her maç dans et :) Belediye'nin 9 kişi kalmasına rağmen hiç geriye çekilmemesi büyük cesaretti. Tebrik etmek lazım. Maçın sonuna kadar koştular ve atağa çıktırlar, helal olsun Belediye takımına.

Şu maçta iki tane adam Fenerbahçe adına öne çıktı. Biri Kaptan Alex diğeri ise Maldonado..

Günün Diğer Sonuçları;

Kocaelispor 0-2 Sivasspor
Ankaraspor 0-2 Gaziantepspor

Film Hataları

Ordan burdan bulduğumuz film hatalarını okumayı çok severiz hepimiz. Yapımcılar o kadar uğraşır belki de müthiş bir film ortaya çıkarır fakat filmdeki en basit bir hata bazen filmden çok konuşulur... Bu o tarzdan bir hata olmasa da gördükmü de affetmiyoruz tabii :) Hata Spider-Man 2 filminden. En az 6-7 kere izlemişimdir filmi fakat hatayı anca geçen gün filmi şöyle bir tekrar izlerken farkedebildim. Her neyse resimler eşliğinde geçelim hatayı anlatmaya :)

Sahne Spider-Man'in Dr. Octopus'un tren katliamını engellemeye çalıştığı sahne. Spider-Man ağları yardımıyla treni durdurmaya çalışırken kostümü buna dayanamaz ve kendine ufak bir delik açar...

Birkaç saniye sonra Spider-Man bu deliği kapatmıştır! Ortada delik melik yok. Kostüm sapasağlam...

...ve yine birkaç saniye sonra gelen görüntüde Spider-Man'in kostümü yine aynı halde.

Ölüm Fermanı

2004 senesinden belli İnternet kullanırım ilk defa 7 gb oldu bu meret. Baya bir araştırma yaptım ama tam olarak ne kadar ödeyeceğimide bulamadım. 60 milyon civarı olduğunu umuyorum. İki aylık fatura parası ulan, az değil ki. Msne bile girdiğim yok. Batug, Lakerstr, blog bi de bazı spor ve haber siteleri. İndirdiğim resimlerden bu kadar fazla geldiğini düşünüyorum. Okul başladıktan sonra zaten hafta sonu hariç pek giremeyeceğimden kota, para problemim olmaz. 7 gb ne kadar paraya denk geliyor bir yazarsanız sevinirim. İlk defa biriktirdiğim paralar işe yarayacak gibi. Son olarak "Türk Telekom'a Kafam Girsin" ahaha...

Beklemedeyiz

Haber biraz eskide kalmış olsa da vermeden edemezdim. 2009 yılında gösterime girecek korku-komedi filmi Jennifer's Body filminde Megan Fox ile Amanda Seyfried'in üstsüz dövüşme sahnesi olacakmış. Yapımcılar yine de uyarmış, Megan Fox'un "belli başlı bölgelerini" saçları ile kapatacaklarını. Ama olsun, yine de bir görmek lazım. Bekliyoruz...

Middlesbrough 2-1 Stoke City


DİGİ kanalı sağolsun maçı izletti bize. Tuncay kurtarıcı rolü üstlendi ve 85. dakikada attığı gol ile maçtan galip gelmeyi başardı. İlk 35 dakikayı çok iyi oynadı Stoke City ama Amdy Faye, Shawky'ye çok sert bir faul yapınca tabiri caizse çifte dalınca kırmızı kartı gördü. Bu dakikadan sonra Stoke City için kabus başladı. Tam 55 dakika bir adam eksik oynayacaklar. İşerli zordu ama maç sonuna kadar iyi dayandılar ta ki Tuncay'ın golüne kadar.

38. dakikada Alves'in golü geldi. Muhteşem bir frikik attı. Boro'yu 1-0 öne geçirdi. İlk yarıda bu sonuçla bitti. 63. dakikada kazanılan penaltıyı Stewart Downing üst direğe nişanladı. Maçtada etkisiz bir görüntüsü vardı. Biraz kıpırdamaya çalışsada Stoke City defansını geçmeyi başaramadı. 70. dakikada Stoke City atağında Boro defansı hazırlıksız yakalandı ve Kitson ceza sahası içinde Hoyte'a baskı yaptı. Ne olduğunu anlamadan artık refleks olsa görek topu kendi ağlarına gönderdi. Kaçan penaltıyı hatırladı herkes bu golden sonra.

Ben maçın böyle biteceğini düşünüyordum. Maç ortada gidip geliyordu. Tuncay sahneye çıktı ve golünü atarak hem Downing'i hem de Southgate'i kurtardı. Önceki iki haftada iyi futboluna golle süsleyememişti. Gerçi bu maçtada çok gol kaçırdı ama sonunda şansızlığını kırdı Tuncay. Golde Stoke City savunmasının hatası çok büyüktü. Bende ilk ofsayt sanmıştım ama hem hakem golü verince hem de pozisyonu bir daha izleyince gol olduğuna kesin kanaat getirdim. Bu sonuç ile Boro puanını 6'ya çıkardı. Stoke City ise 3 puanda kaldı.

Günün Diğer Sonuçları;

Bolton W. 0 - 0 West Bromwich A.
Everton 0 - 3 Portsmouth
Hull C. 0 - 5 Wigan Athletic
West Ham U. 4 - 1 Blackburn R.

Barclays Premier League, Digi'de


Daha yeni Tuncay'ın maçını izledim burada. Turksat 1 C'de şifresiz olarak vereceklermiş haftasonu 1 tane maç. "Hafta Sonu Futbol Ekranı" postuna yazarken yanına (digi) diye eklemede bulunacağımdan şüpheniz olmasın. Teşekkürler Digitürk, allah ne muradın varsa versin demekten kendimi alı koyamıyorum :) Yarın saat 17:00'da Liverpool-Aston Villa maçı var.

Ayrıca futbolseverler sadece bu haftalığına DİGİ kanalında, Fenerbahçe-İBB, Galatasaray-Kayseri ve Beşiktaş-Konya maçlarının ilk 15 dakikasını izleyebilecekmiş. DİGİ kanalının frekansınıda verelim;

11729MHz, dikey(V) , 15555 Ksps 5/6 frekansından yayınlanıyor.

Ümit Özat #2


Büyük Kaptan'ın kalp krizi geçirdiğini ve durumunun iyiye gittiğini yazmıştım. Şimdi ise taburcu olduğunu öğrendim. Allah onu ailesine bağışladı. Tekrardan büyük geçmiş olsun. Yaşıda ilerlerdi yavaş yavaş bıraksın diyorum. Kendine acımıyorsan çocuklarına acı Kaptan. Daum'un, Böhle'nin ve Mondragon'un açıklamlarını yazmak istiyorum. Daum ve Mondragon tekrar bizden biri olduklarını gösterdiler ve bu açıklamaları ile tekrardan gönlümüzde taht kurdular.

Christoph Daum: ''Zaten maç sonunda hastaneye gittiğimde büyük bir kaptan olduğunu göstererek hemen maç sonucunu sordu. Bu beni çok duygulandırdı. Kendisine sarıldım. Ümit ayaklarının çözüldüğünü ve bir anda kontrolsüz kalarak yere yığıldığı ana kadarı hatırladığını söyledi. Ümit, hem kişilik hem de takım kaptanı olarak sorumluluğunu yerine getiren iyi bir insan. Olaydan sonra takım olarak oyuncularım onun için oynadıklarını ve kazandıklarını söylediler.''

Daum, maçın hakemi Florian Meyer'in kendisine gelerek maçı tatil etmeye hazır olduğunu söylediğini ifade ederek, ''O anda oyuncularım ve ben birbirimize baktık. Sonra Ümit'in tekrar bilinci yerinde olduğunu ve konuştuğunu, hatta oynamak bile istediğini öğrenince oyuna devam etme kararı aldık. Konfederasyon kupasında Foye de maçta yere yığılmıştı ve sonra iyi olduğu söylendi ve rahatlamıştık. Ama ondan sonra ölüm haberi gelince tamamen şok olduk. Hatta ben doktora gidip kontrolden geçtim. Bu olay aklıma geldi ve üzüldüm. Ümit'i en kısa zamanda aramızda görmek istiyoruz'' dedi.

Christoph Daum, Ümit Özat ile ilgilenen herkese teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.

Kulüp doktoru Jürgen Böhle ise Karlsruhe'deki doktorlarla görüştüğünü belirterek, ''Tüm inceleme ve araştırmalar yapıldı. Herhangi kalp ya da başka bir organ sorunu yok. Nöroloji de temiz çıktı. Ama biz de önümüzdeki günlerde tekrar kontrollerimizi yapacağız. Şu anda olayın nedeni hakkında kesin bir bilgimiz yok. 4-5 hafta önce tüm oyuncuların genel sağlık kontrolünden geçti ve Ümit'in şimdiki durumunun o zamanla aynı, yani iyi. '' diye konuştu.

Eldeki verilere göre Ümit'in gelecek hafta antrenmanlara çıkabileceğini tahmin ettiğini ifade eden Böhle, ''Sorun kan dolaşımı bozukluğu, stres veya az su ya da yemek yemekten veya vücudun susuz kalmasından kaynaklanabilir. Bunu tam olarak bilmiyoruz. Normalde oyuncularımızın yeme içmelerine dikkat ediyoruz. Meslek hayatımda benim de ilk kez böyle bir şey başıma geldi. Ümit yere düştükten sonra dilini yuttu. Yoksa kalp krizi ya da başka bir olay yok. Zaten sedye ile soyunma odasına götürülürken kendine geldi ve konuşmaya başladı. Hatta oynamak istediğini bile söyledi'' dedi.

FC Köln'ün kalecisi eski Galatasaraylı Mondargon ise maç esnasında ağlamasıyla ilgili, ''Evet, çok üzüldüğüm bir andı. Allah'a dua ettim. Çünkü ben bu olayı üç kez farklı takımlarda yaşadım. İlkinde Kolombiya'daki... Sonunda futbolcu arkadaşımız hayatını kaybetmişti. Sonra Türkiye'de oynarken Vestel Manisa karşısında. Ve şimdi de dün, hem de kaptanımız Ümit Özat. Kendi kendime sordum, neden hep bende bunlar oluyor diye. Ümit için dua ettim. Şu anda durumunun iyi olduğunu ve en kısa zamanda aramıza döneceğini biliyorum. Bunun için de sevindim'' diye konuştu.

James Troisi G.Birliği'nde


Gençlerbirliği, Newcastle United'dan aldığı Avustralyalı James Troisi ile 3 yıllığına anlaştı. Avustralyalı oyuncuyla görüşmelerini bugün sonlandıran Gençlerbirliği, 20 yaşındaki orta saha oyuncusu ile 1 Eylül Pazartesi günü resmi sözleşme imzalayacak.

Pek maçını izlemedim ama iyi adam diyorlar. 1988 doğumluymuş. İlhan Cavcav'ın Avusturalya'lı futbolcu aşığı bitmek tükenmek bilmiyor. Bu sene güçlü olan kadrolarına genç bir de takviye yaptılar. Enerji ise ile takıma güç katacaktır. Gelecek vaad etseydi Keegan bırakmazdı diye düşünüyorum. Ama sanki özenle seçilip yapılmış bir transfere benziyor. Oynadıkça kendisini göreceğiz, gerektiği zaman hakkında bir şeyde karalacayacağız...

İbrahim Yattara


Dünde gol atmış kendisi. Zenit-ManU maçını izlediğimden dolayı Ankaragücü-Trabzonspor maçına bakamadım. Yazılanlara göre suni çim yüzünden sakatlanmış. Bileği dönmüş daha doğrusu. Bugün MR falan çekmişler durumu o kadar kötü değilmiş. Haftaya oynanacak olan Beşiktaş derbisine yetiştirmek için seferber olmuşlar. Klasik laf ama Trabzonspor Yattara'lı da Yattara'sız da fark etmez. Biz çıkıp işimizi yapacağız ve allahın izniyle galip geleceğiz. Yattara önemli bir oyuncu. Olmaması Beşiktaş adına artı ama onun yerini doldurabilecek oyuncular var. Tayfun Cora felaket oyuncu. Oynarsa yakar bizi..

Sinan Engin


Baba çıkıp yine açıklama yapmış. Ağzını tutamamış. Bu adamın açıklamaları yüzünden takıma nazar değiyor. Kendisi hiç sevmem. Zamanında Yıldırım Demirören'in arkasından konuşup sonrada geri dönünce yalakası olmadı mı? Akşam gazetesine verdiği o demeci buraya yazıyorum. Yorumlarınızı beklerim;

" Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın Siyah-Beyazlı takıma yetişebilmek için daha çok transfer yapması gerekir. Bizde zaten yıldız futbolcular var; rakipler bunu iyi bildikleri için transfer yarışındalar." dedi

" Fenerbahçe ve Galatasaray’ın son günlerde transfer ettiği isimleri sürekli “yıldız” diye kamuoyuna lanse ediliyor. Bizde Holosko, Bobo, Delgado ve Serdar Özkan gibi bir çok isim var. Bir de rakiplerimizin aldıklarına bakıyorum; bizimle yarış edebilecek durumda olmadıklarını görüyorum. Eğer Beşiktaş’ın kalitesinde takım kurmak istiyorlarla rakiplerimizin daha çok transfer yapmaları gerekecek” diye konuştu.

Hedefimiz UEFA Kupası’nda finale yükselmek. Tüm planlarımızı finale göre yaptık. Zorlu kulvarda kararlı adımlarla yürüyeceğiz. Bunun yanısıra Turcell Lig’de ve Türkiye Kupası’nda da şampiyon olacağız” dedi.

Eh be paşam. Ne söylemek istediğini basın yerine ilk önce geç aynanın karşısında söyle. Sonrada bunların ne kadar saçma açıklamalar olduğunu düşün. Zaten kendin konuşmaktan vazgeçersin. Ben açıklamalarda yanlışlık payı olduğu için değil sadece diğer kulüplere dalaşmaması gerektiğini düşünüyorum. O denilen "Beşiktaşlılık" duruşunu sergilesin..

Michael Skibbe


Bir-iki gün önce Anıl arkadaşım "Kadıköy'de Uefa Kupasını Kaldırmak" adlı yazısınını küçük bir bölümünde yönetime sitem etmişti.. Haklıydıda. Bu kadar bütçe ayıracaktın ne diye Laundrup'u getirmedin diyor insan doğal olarak. Bence bu kadroya bu teknik direktör çok yanlış. Böyle bir kadroyu kaldırabilecek özellikte bir teknik adam da değil. Şöyle kariyerine bakıyorum ne yapmış bu adam diye, hiç bişey cevabını veriyorum kendi kendime. Lincoln'a hadi oğlum, yapabilirsin oğlum demesini ilk zamanlarda güzel karşılamıştım. Ama artık onunda suyu çıktı. Çekeceksin bir köşeye bi güzel döveceksin bu adamı. Derdini soracaksın, beğenmiyorsanda kulüp ara kendine diyeceksin. Neyse tekrar Skibbe'ye dönelim. TurkSpor.net ortaya Skibbe'nin Kayseri maçının skoru ne olursa olsun gönderileceğini iddaa ediyor.

Bana çokta inandırıcı bir haber gibi gelmesede uzun zamandır Skibbe hakkında yazmak istediğimden bu haber benim için iyi oldu. Adnan Polat'a baskı yapılıyormuş sürekli. O da radikal bir kararla, takımın daha kötüye gitmemesi için Skibbe'nin biletini kesecekmiş. Bu adamı transferlei yapan ve alkışladığımız Adnan Sezgin getirdi. Başkan Polat, daha iyini getireceğini düşünüyordum ben ama Sezgin duruma el atınca böyle oldu işte. Liderlik eksikliği var zaten bu adamda. Takımada güven veremiyor.

Onun yerine gelecek olan teknik adamda Alman olacakmış. Alman ekolüne devam yani. Bundan sonra gelecek teknik adam oyuncuları tanıyana kadar, teknik-taktik olayları oturtana kadar sezon bite zaten. Şimdilik Mustafa Denizli en iyi alternatif olarak duruyor. Bakalım gelişmeleri takip ediyoruz..

Zenit 2-1 Manchester United


Geçtiğimiz sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonu Manchester United ile UEFA Kupası şampiyonu Zenit Petersburg, Monaco'da Süper Kupa mücadelesinde karşı karşıya geldi. Zenit'in etkili bir oyun sergilediği karşılaşmada, Manchester kalesi zor anlar yaşadı.

İkinci yarıda oyuna giren Arshavin, EURO 2008'de gösterdiği üstün performansı bu maçtada ortaya koydu. Zenit'in, Manchester'a çok iyi çalıştığı belliydi. Sol tarafta adam eksilterek, Manchester yarı alanında etkili olan Arshavin gecenin Pogrebnyak'la beraber yıldızlaşan isimlerindendi. Bu sezon ilk kez Zenit forması giyen 30 milyon euroluk transfer Danny Alves, 2. golün sahibiydi. Nasıl bir topçu olduğunuda izledik, gördük. 79. dakikada kale direğinin dibinden topu ağlara gönderen Nemanja Vidic, farkı 1'e indirdi. Bizim gibi Manchester taraftarını umutlandırdı. Maçın duraklama dakikaları oynanırken, kullanılan kornere yükselen Scholes topu eliyle ağlara gönderdi. Scholes bu hareketinin ardından kırmızı kart gördü. Çaktırmadı pek ama hakemin gözünden kaçmadı. Bu sonuçla Zenit kupayı evine götüren taraf oldu. Şampiyonlar Ligi'nde süpriz yapabilirler. Arshavin kalırsa tabi...


Son bir söz. Ferguson'un Ronaldo'yu neden bırakmak istemediği apaçık ortada. Onun yerini dolduracak birisini bulamadılar. Yoksa Ferguson şimdiye Ronaldo'yu yollamıştı. Nani'de bu maçta çok kötüydü..

Ayrıca bu maçta oynamadı belki ama Fatih Tekke, Uefa Kupası'ndan sonra Süper Kupa'yı da kazandı..

MANCHESTER UNITED:
Van der Sar, Neville, Ferdinand, Vidic, Evra, Fletcher, Anderson, Scholes, Nani, Rooney, Tevez.

ZENIT St. PETERSBURG: Malafeev, Krizanac, Aniukov, Puygrenier, Sirl, Zyryanov, Danny, Denisov, Tymoschuk, Pogrebniak, Dominguez.

GOLLER: Pogrebniak 44', Danny 59', Vidic 73'

Plaj Voleybolu


Aslında bu spor hakkındaki fikrim önceleri sadece bayan maçlarındaki giyimle sınırlıydı.Yadırgamamak lazım bu fikrimi eminim pek çoğumuzun hala plaj voleybolu dendiğinde aklına hala bikinili maçlar gelmektedir. Müstehcen başlangıcımızdan sonra esas yazıya geliyoruz. Bu yaz sezonunda Ntvspor'un plaj voleybolu yayın haklarını almasıyla avp tour turnuvalarını izleme ve bu sporu tanıma fırsatı bulduk. Mehmet Sevinç üstadın güzel anlatımı sayesinde, hiç anlamam Ntv'nin grand slam yayın haklarını alıp Mehmet Sevinç'e anlattırmamasını. Plaj Voleybolu aslında sanılanın aksine cinsellik unsurlarını pek içermiyor, hayır içersede oyunun ritmine, sayılara falan bakınca zaten sporun güzellikleri arasında dalıp gittiğimizden bikinidir vs. gözümüz görmüyo pek.

Kısaca kurallardan bahsediyim, normal bildiğimiz voleybol kuralları geçerli bikaç farklılık dışında. Bi kere takımlar 2 kişiden oluşuyor, 21 de set bitiyor ve her 7 sayıda bir alan değiştiriliyor. 2 kişi oynanması bence çok güzel hale getiriyor bu sporu. Çünkü daha fazla kişi oynandığında herkes belli bir işi yaptığından çeşitlilik olmuyo, şimdi ise hücumu bitirecek olan oyuncunun servisi karşılaması gerekiyor. Bu açıdan 2 yönlü oyuncular daha başarılı olmakta. 2 yönlü oyuncu demişken Todd Rogers'ın ismi ön plana çıkar benim gözümde. Hali hazırda son 4 sezonun en iyi defansıyken, geçtiğimiz sezon ise en değerli oyuncu ödülünü aldı. Tüm topları çıkarıyor neredeyse ve hücumda da çok başarılı. Partneri olan Phil Dalhausser ile bu sezon kazanmadıkları kupa, almadıkları madalya kalmadı(Pekinde şampiyon oldular). Bence modern plaj voleybolunun en ideal 2'lisi konumundalar. Phil daha çok hücum yönü ağırlıkta olsada yaptığı bloklarla en iyi blok yapan oyuncu ödülününde sahibi konumunda. Rogers'ın işi ise savunmada genelde arka alanda bekleyip topları çıkarmak ve Phil'in pas atması için topu uygun yere göndermektir. Bayanlarda da bu ikiliye benzer bir dominasyon söz konusudur.May-Creanor/Walsh çifti uzunca bir süredir bu sporun bayanlardaki hakimidir(son 2 olimpiyatın şampiyonu oldular ordan hesap edelim işte).

Bu işin sportif tarafı tabi, eğlence tarafı ise bambaşka. Partylerden tutunda, plaj eğlencelerine kadar bir organizasyondan beklediğimiz çoğu şeyi vermektedir bize bu spor. Sıra dışı oyuncularıyla, plajların enfes görüntüsüyle, tribünlerin her maç dolmasıyla ayrı bir yaşam tarzıdır. Mutlaka oynamayı planlamaktayım bende plaj voleybolunu. Sizede tavsiyem Mehmet Sevinç'in anlattığı Rogers/Dalhausser'ın maçlarından birini hiç olmasa 10 dakika izlemenizdir, işte o zaman bu spora olan bakış açınız değişebilir belki...

Jelimo Rekora ve Altına Gidiyor


Blogumuzun kendi şahsım adına ilk yazısını Jelimo'ya ayırmıştık.Bilen bilir ne kadar hayran olduğumu koşusuna.Bugünkü (gerçi saate göre dün oluyo)Golden League yarışında 1.54.01 lik derecesiyle sezonun ve kendisinin en iyi derecesini yapmış.Önceki en iyi derecesi ise olimpiyat finalinde gelmişti.Derecelerine bakıyorumda her geçen gün,her yarışmada biraz daha iyiye gidiyor.Eski rekor 1:53.28.Yani Jelimo rekor için koşarsa bence başarır gibime geliyor son yarışta.Diğerlerinden çok farklı koşuyor hemde,yarış başından sonuna kadar önde gidiyor,öyle son sprint falan dinlemiyor.Sakatlanmazsa alın size yeni mega şampiyon.Bu gidişle 2012 yide alır 2016 yıda.Talibi olduğumuz 2020 de de başarabilir belki 31 yaşında olcak çünkü.Bu tüm öngörülerim sakatlanmaması üzerine tabi,yoksa Kenya garip memlekettir,Wilson Kipketer sıtma olup dönmüş bidaha da eskisi gibi olamamıştır.Umarım öyle birşey olmazda tozlu sayfalar arasındaki bir rekorun daha küle dönüşmesine şahit oluruz.

Ümit Özat


Spor sitelerini tek tek gezerken Sporx'te ki bu haber bende şok etkisi yarattı. Bir zamanlar Fenerbahçe kaptanlığını yapan Ümit Özat, sahada kalp krizi geçirmiş. Dili boğazına kaçtığından dolayı nefes alma problemi çekmiş ama şimdi durum iyiymiş. Büyük kaptana Parmak Arası Terlik ailesi olarak geçmiş olsun dileklerimizi yolluyoruz. 10-15 dakika sonra verdiğim linke basarsanız olayın videosunu koyacaklarımış, izleme şansımız olur..

Feysbuk #2


Öğlen saatlerinde Feysbuk hakkında bir şeyler karalamıştım. Hayatımızın vazgeçilmezi olan Feysbuk beyaz perdeye aktarılacakmış. Tabi bunu yaşamayan pek anlamayacaktır. Güzel bir şeyler çıkacağından eminim. Geri sayıma başladık, beklemekteyiz. Burada detaylar mevcut..

James Milner, Aston Villa'da


Aston Villa, Newcastle United'dan James Milner'ı kadrosuna kattı. Aston Villa'yla 4 yıllık sözleşme imzalayan 22 yaşındaki oyuncu, 2005-2006 sezonunu da kiralık olarak Villa'da geçirmişti. Milner her ne kadar bu dönemde iyi bir performans göstermiş olsa da Newcastle'da forma şansı bulmakta zorlandı. İngiliz basını genç oyuncunun Villa'ya 12.4 milyon euroya mal olduğunu yazdı. Ayrıca transfer listesine koyun dediğinide hatırlıyorum.

Milner'ın transferiyle rahat bir nefes alan Aston Villa menajeri O'Neill, artık bir sağ kanat arayışında olmayacak.
Bu çocuk hem sağ kanatta hemde sol kanatta oynar. Bekler genelde Milner yüzünden çok atak yer. Defansif zaafları var ama orta açma konusunda çok iyidir. Asistte ise ligde yukarılara oynar genelde.

A Milli Takım: Aday Kadro


Önümüzde 2010 Dünya Kupası eleme grubu maçları var. 6 Eylül'de deplasmanda Ermenistan'la, 10 Eylül'de ise İstanbul'da Belçika ile karşılaşacağız. Hedef iki maçta 6 puan. Başarabileceğimizide düşünüyorum. Mehmet Polat, Uğur Kavuk ve Çağlar Birinci ilk kez çağrılıyorlar. Ayrıca sakatlıkları nedeniyle Hamit Altıntop, Nihat Kahveci, Sabri Sarıoğlu, Emre Güngör ve Caner Erkin'in çağrılmadı. Aday kadroda şu oyuncular yer alıyor;

Kaleciler: Volkan Demirel (FENERBAHÇE) Serdar Kulbilge (KOCAELİSPOR) Tolga Zengin (TRABZONSPOR)

Savunma: Gökhan Gönül (FENERBAHÇE) Uğur Kavuk (ANTALYASPOR) Servet Çetin (GALATASARAY) İbrahim Kaş (GETAFE) Mehmet Polat (GAZİANTEPSPOR) Gökhan Zan (BEŞİKTAŞ) Hakan Kadir Balta (GALATASARAY) Çağlar Birinci (DENİZLİSPOR) Uğur Boral (FENERBAHÇE)

Orta saha: Kazım Kazım (FENERBAHÇE) Serdar Özkan (BEŞİKTAŞ) Gökdeniz Karadeniz (RUBIN KAZAN) Mehmet Topuz (KAYSERİSPOR) Ayhan Akman (GALATASARAY) Mehmet Aurelıo (REAL BETIS) Emre Belözoğlu (FENERBAHÇE) Selçuk İnan (TRABZONSPOR) Nuri Şahin (DORTMUND) Mehmet Topal (GALATASARAY) Tuncay Şanlı (MIDDLESBROUGH) Arda Turan (GALATASARAY)

Forvet: Halil Altıntop (SCHALKE 04) Mevlut Erdinç (SOCHAUX) Semih Şentürk (FENERBAHÇE) Gökhan Ünal (TRABZONSPOR)

Josico İmzaladı






Jose Joaquin Moreno Verdu (Josico) bugün yapılan imza töreninde kendini Fenerbahçeli yapan 2 senelik kontrata imza attı. Bakalım fos mu çıkacak yoksa kral mı olacak? Herkes merakla bekliyor...

TV'de Bugün

Hergün yazabileceğim bu türden bir yazı dizisi oluşturmayı planlamıyorum fakat bunu vermezsem de rahat edemezdim. Bugün akşam saat 23.45'te Show TV Saving Private Ryan'ı veriyor. Eğer ki hala gözünüzü açamadınız ve bu filmi izlemediyseniz izleyin diyorum hani? Film hakkında detaylı bilgi almak için buraya ya da buraya ikisine de tıklamadıysanız buraya tıklayabilirsiniz. O kadar link verdik tıklayın siz de bir zahmet. Akşam da filmi izlemeyi unutmayın :)

Hafta Sonu Futbol Ekranı


Bizde blogu takip edenler ve futbol severler için artık "Hafta Sonu Futbol Ekranı" adında bilgilendirme postu atacağım. Tribün dergi ve Aceto üstadın blogundan araklayarak oluşturdum :) Daha çok Aceto blogdan ama, eheh..

29.08.2008 Cuma
21.00 Ankaragücü - Trabzonspor (Lig Tv)
21.30 Karlsruhe - Köln (24)
21.45 M. United - Zenit (Show Tv) Süper Kupa
01.00 Tigre - San Martin (Ntv Spor)

30.08.2008 Cumartesi
15.30 Utrecht - Psv (Futbol Smart)
16.30 Schalke 04 - Bochum (24)
17.00 Middlesbrough - Stoke (Spormax)
19.20 Watford - İpswich (Futbol Smart)
19.30 Arsenal - Newcastle (Spormax)
20.00 Caen - Psg (Kanal A)
20.00 Kasımpaşa - Adanaspor (D Spor)
21.00 Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediye (Lig Tv)
21.30 Sampdoria - İnter (Ntv Spor)
22.00 Marsilya - Sochaux (Kanal A)
22.45 Benfica - Porto (Spormax)
23.20 Valencia - Mallorca (Ntv Spor) Bant

31.08.2008 Pazar
14.30 Celtic - G. Rangers (Futbol Smart)
15.30 Chelsea - Tottenham (Spormax)
16.00 Milan - Bologna (Ntv Spor)
18.00 Roma - Napoli (Ntv Spor) Bant
18.00 Aston Villa - Liverpool (Spormax)
18.00 B. Münih - Hertha Berlin (24)
20.00 Numancia - Barcelona (Ntv Spor (Bant)
20.00 Samsunspor - Erciyesspor (Futbol Smart)
21.00 Kayserispor - Galatasaray (Lig Tv)
22.00 Deportivo - Real Madrid (Ntv Spor)
22.00 S. Etienne - Lyon (Kanal A)
00.00 Fiorentina - Juventus (Ntv Spor) Bant

01.09.2008 Pazartesi

20.00 Altay - Kartalspor (D Spor)
21.00 Beşiktaş - Konyaspor (Lig Tv)
23.15 Braga - Sporting Lizbon (Spormax)

UEFA Kupası: 1. tur


Uefa Kupası 1. turda seri başıydı Galatasaray ile Beşiktaş. Bundan dolayı seri başı olmayan Kayseri'ye göre daha kolay rakipler gelecekti. Kayseri, Sevilla ve Portsmouth'dan kurtuldu ama PSG geldi bu sefer. Rapid Bükreş ile diğer takımlara göre nispeten daha güçsüz PSG'nin gelmesi güzel görünüyordu kura öncesi. İlk maç içerde. PSG gol yedi mi toparlanamayan bir takım. Ne yapıp edip erken bir gol bulmak lazım. Evinde başlamak her zaman kötüdür bence. Bu turu geçip kendisini ispat etmesini istiyoruz Kayseri'nin.

Beşiktaş ise Banik Ostrava ya da Timişoara'yı çekseydi çok güzel olurdu. Metalist Kharkiv'in zor rakip olduğunu söylüyorlar. Ukrayna liginde namağlup devam ediyormuş. İlk maçın deplasmanda oynanması avantaj. Seri başı olduğumuzdan dolayı son maçı içeride oynayacağız. Allahın izniyle bu turu geçip, gruplara kalacağımızı düşünüyorum.

Galatasaray ise çekebileceği en iyi kurayı çektiğini düşünüyorum. Standart Liege ve Napoli'den kurtulmak iyi oldu. Şimdiden final maçı görmek istemezdik. Galatasaray tarihinde hep İsviçre takımlarını yenmiştir. İlk defa ismini duyduğum Bellinzona karşısında zorlanmadan bu kadrosu ile turu geçip, gruplara kalacağından hiç şüphem yok. Seri başı olduğu için ilk maç deplasmanda, sonraki maç içeride.. İlk maçlar 18 Eylül'de, rövanşlar ise 2 Ekim'de. Gruplar 23 Ekim'de başlıyor.

1.Grup Eşleşmeleri:
Milan - Zürich
Beşiktaş - Metalist
Spartak Moskova - Banik Ostrava
Hertha Berlin - St Patricks
Partizan Belgrad - Timişoara

2.Grup Eşleşmeleri:
Sevilla - Salzburg
Rapid Bükreş -Wolfsburg
PSG - Kayserispor
Sampdoria - Kaunas
Portsmouth - Guimaraes

3.Grup Eşleşmeleri:
Valencia -Maritimo
Club Brugge - Young Boys
Sparta Prag - Dinamo Zagreb
Manchester City - Omonia
Nancy - Motherwell

4.Grup Eşleşmeleri:
Benfica - Napoli
Everton - Standard Liege
Dinamo Bükreş - Nec
Galatasaray - Bellinzona
Racing - Honka

5.Grup Eşleşmeleri:
Schalke - Apoel
Deportivo - Brann
Heerenveen - Setubal
Austria Wien - Lech Poznan
Aston Villa - Litex

6.Grup Eşleşmeleri:
CSKA Moskova - Slaven
Stuttgart - Cherno More
Rosenborg - Brondby
Slavia Prag - Vaslui
Rennes - Twente

7.Grup Eşleşmeleri:
Tottenham - Wisla Krakow
Ajax - Borac
Udinese - Dortmund
Levski Sofia - Zilina
Kopenhag - Moskova

8.Grup Eşleşmeleri:
Hamburg - Unirea Urziceni
Olympiakos - Nordsjaelland
Feyenoord - Kalmar
Braga - Artmedia
Hapoel Tel Aviv - St Etienne

David Suazo Benfica'da


Suazo'nun Roma’ya geçmesine hafta başında kesin gözüyle bakılıyordu. Hatta bazı haber kaynaklarına göre, Çarşamba günü imza atması bekleniyordu. Fakat Roma’nın bu mevkiye Monaco’dan Jeremy Mendez’i almasının ardından, Benfica Suazo’yla resmi olarak anlaştığını bildirdi. Oyuncu kiralık olarak gidiyor. Oyuncunun gelecek yaz transferinde bir opsiyon olup olmadığı henüz belli değil.

David Suazo: “Benfica’ya katıldığım için çok mutluyum. Rui Costa beni ikna etti. Burada değişik bir tecrübe yaşayacağıma eminim”dedi.

David Suazo Cagliari’den Inter’e geçen yaz 10 milyon euro karşılığında transfer olmuştu. Inter’in ileri hatta görev alan isimlerinin artmış olması, oyuncuya takımda forma bulamama ihtimalini arttırıyordu. Bu haftasonu oynanan Roma maçında isminin bildirilmemesi de takımdan ayrılacağı dedikodularını arttırmıştı.

Ricardo Quaresma #3


Bu transferin bitmek üzere olduğunu ve en büyük rakip olarak Liverpool'un olduğunu yazmıştım. Transferin bu kadar gecikmesinde başrolün Porto’nun yıldız futbolcu için istediği bedel olan 40 milyon euronun olduğu belirtiliyordu.

La Gazetta Dello Sport’a göre Monaco’daki kura çekiminde iki kulüp 20 milyon euro ve genç futbolcu Pepe karşılığında anlaşmaya vardı. 4 yıllık sözleşmeye imza atan Quaresma’da senelik 3 milyon euro kazanacak. 25 yaşındaki futbolcu bugün Milano’ya giderek resmi sözleşmeyi imzalaması bekleniyor.

Mourinho’nun İnter’de 4-3-3 sistemi ile oynayacağı ve Roma’dan alınan Mancini’den başka bir kanat oyuncusuna daha ihtiyacı olduğu biliniyordu. Quaresma ile beraber İnter’de forma savaşı iyice kızıştı. Çünkü o bölgede oynayabilecek Balotelli ve Figo’da var.

Louis Saha Everton'da


Zamanında Luis Saha'nın Sunderland'e gideceğini yazmıştım. Ne oldu bilmiyorum ama daha sonra ses soluk çıkmadı bu transferden. Sunderland Diouf, Cisse ve Healy gibi oyuncular alarak hücum hattını güçlendirdi. Saha ise Manchester United'ın elinde kaldı.

Andrew Jonshon'ı Fulham'a sattılar ama onun yerine başka forvet transferi yapılmamıştı ki transfer sezonunun bitmesine az kala Louis Saha bombası geldi. Resmi internet sitesindende haber duyuruldu. Bonservisi hakkında bir şey söylenmiyor.

Sağlık kontrolünün ardından gerçekleşecek olan transferde, Everton'un bir yıl da opsiyon hakkı bulunuyor. Saha daha önce İngiltere’de Newcastle United ve Fulham, Fransa’da ise Metz formasını giymişti. Manchester United formasıyla 124 maçta 42 gole imza atan Saha'nın başından sakatlıklar da eksik olmadı. Bütün yaz beklemesine rağmen bu hafta içerisinde 3 isimle anlaşan Everton’da, menajer David Moyes’in yüzü gülüyor...

Feysbuk


Benim için Feysbuk'un yeri epey ayrıdır. İlk Türkiye'de ünlü olmadığı zamanlarda bir hesabım vardı. Sonra pek alışamadık falan derken kapanmış kendi kendine. Sonra arkadaşlar ısrar edince bir daha açtım Kasım ayı gibi. Bu sefer alıştım. İngilizcem fena olmadığı için anladım ve Feysbuk'un güzelliklerini yavaş yavaş öğrendim, kavradım. Birçok eski arkadaşımı buldum. Artık hayatımın değişmezi oldu, çıktı. Benim gibi resim çekilmeyi sevmeyen bir insanı foto çektirmeyi sevdirdi. Profile koymayı sevdirdi. Arkadaşların doğum günlerini kutlamayı, wall'ına yazmak güzel bir olay oldu benim için. Arkdaşların resimlerine yorum yapmak, texas holdem poker oynamak, fantezi oyunlar oynamak ve grup kurmak benim için eğlenceliydi.

Sonra Türkçe Feysbuk eklentisi diye bir olay başladı. Ben pek hazetmedim bu durumu. Allahtan resmileşmiyordu derken 2 gün önce Language bölümünde Türkçe eklentiyi görünce epey şaşırdım. Artık Türklerin Feysbuk'a da hakim olduğunu gördüm. Hani derler ya "Feysbuk Türkçe olmasın ameler toplanmasın" diye. Bence doğru bir söz bu. Türkçe olması bana saçma geliyordu. Zaten çevirmeler ayrı bir yanlış. Çok iyi bir ekiple çalıştık deselerde. Bırakın olduğu gibi kalsın be arkadaşım...

Avrupa Yakası


Hümeyra ile Vural Çelik dizinden ayrıldı haberlerini alınca yine gidip-gelenin çok olacağı belliydi. Hümeyra'nın gidişi ile Ata Demirer'in döneceğini düşünüyordum ve diziye dönüşü açıklandı. Burhan-Ata kavgaları tadından yenmeyecektir. Bayadır Avrupa Yakası hakkında haber gelmiyor derken Milleyet'in sitesini gezerken Ali Eyüboğlu'nun bir yazısı gözüme çarptı. Gürse Birsel'in konu hakkındaki açıklamalarını yazalım. Herşeyi belirtiyor;

Gülse Birsel: "Tolga, yeni dönemde Komedi Dükkanı’na ağırlık vermek istediğini ve ailesine biraz vakit ayırmak istediğini söyledi. Komedi Dükkanı’nın ayrıca turnesi de olacakmış. Bu yoğun trafiğin üstüne bir de Avrupa Yakası zor geleceği için izin istedi. El sıkışarak ayrıldık” dedi. Ayrıca Gürse Birsel, "Çekimleri 12 Eylül’de başlayacak Avrupa Yakası”nın 24 Eylül’den itibaren ekranda olacağını, sezon başında gidenlerin yerine Ata Demirer’den başka transfer yapmayacaklarını ama ileride diziye sokacağı tek bölümlük karakterlerden tutanları kadrolarına katacaklarını" da söyledi.

Sacit rolü ona cuk diye oturmuştu. Kendisini severek izliyorduk ama gidişi çok kan kaybettirmeyecektir. Zamanında Ata gidince bu dizi biter demişlerdi ama Gaffur, Burhan, Şahika transferleri ile tekrar ayakta kalmayı başardı bu dizi. Yeni sezonda yine takipçisiyiz efendim..

Milan Baros İmzayı Attı







3 senelik imzayı attı. Camiaya hayırlı olsun. Burada iyi işler yapacağından şüphem yok...

Beşiktaş 4 - 0 Siroki Brijeg


Gerçekten çok güzel oynadık. Takımı beğendim. Konyaspor maçı için iyi bir hazırlık maçı oldu. Takım dişimize göre değildi ama takımın oyununu cidden beğendim. Beşiktaş bu sene ilk defa taraftarının önünde oynadı. Efsane Çarşı geri dönmüştü. Taraftarınıda arkasına alarak maçtan 4-0'lık galibiyetle ayrıldı.

Ertuğrul Hoca, Antalyaspor maçının kadrosunda 3 tane değişiklik yaptı. Gökhan Zan, Ali Tandoğan ve Aydın bu maçta yedek soyundu. Yerlerine sakatlığı geçen Zapotacny, Serdar Kurtuluş ve Serdar Özkan oynadı. Benim istediğim kadro düzeni oldu. Sağda Serdar, göbekte Sivok ve Zapotacny. Bu karşılaşmayada çift önlibero ile başladık. Temkinli olmak her zaman iyidir. Yine forvette tek başına Bobo vardı. Bu sene için hazırlanan yeni formalar ile sahaya çıktı takımımız.

Ev sahibi avantajıda olabilir. Rakibinin güçsüzlüğüde olabilir. Maça baskılı başladık ve erken bir golle Brijeg'in direncini kırkmak istedik. Kalabalık orta saha ile Briejeg'i kendi yarı alanına hapsettik. Hep dem vurduğumuz kanatlarımız bu maçta iyidiler. Kanat organizasyonlarını her maçta yapmak lazım. Holosko'nun klas pasında ceza sahası içine hareketlenen Uğur, iki kişiyi birden ekarte ederek kalecinin hemen yanından topu bıraktı ve top ağlarla buluştu. İnönü'de ilk kez taraftarının önüne çıkan Uğur'un gol sevinci görülmeye değerdi.


Artık tur cepte gibiydi. Tabi bu futbol nelere olacağıda belli olmaz. 1-0'ın rahatlığına kendini bırakmadı takım ve baskılı futboluna devam etti. Holosko ve Serdar Özkan'ın olduğu kanatlar bugün çok iyi çalıştı. Siroki maçtaki en tehlikeli atağını 28'de buldu. Sol kanattan Alexander'ın ortasında kafayı vuran Wanger direğe takıldı. Derin bir oh çektik. Risk alarak çok adamla hücum etmeye başlayan Siroki savunmada açıklar vermeye başladı. Beşiktaş kontraatakları başladı bu dakikalardan sonra.

H0losko dengesiz yakalanan savunmanın arkasına öyle bir top attı ki görülmeye değerdi. Serdar Özkan o topa hareketlendi ve kaleci ile karşı karşıya kaldı. Serdar zor olanı yaptı ve topu kalecinin üstüne yolladı. Mutlak gol şansını kaçırdık ne yazık ki. Siroki'nin beraberliği yakalama, Beşiktaş'ın ise farkı açma çabaları sonuç kaldı ve ilk yarı 1-0 Beşiktaş'ın üstünlüğü ile geçildi.


İkinci yarıyada çok iyi başladık. Sol kanattan geliştirdiğimiz atakta Bobo'nun bireysel çabaları ve Serdar'ın çok iyi bitiriciliği ile farkı 2'ye çıkardık ve epey bir rahatladık. Golden sonra Beşiktaş atakları daha da sıklaştı. Bobo ve Uğur Siroki kalesini yokladı ama bir sonuç çıkmadı. Beşiktaş'ın terleten baskısı altında şaşkına dönen Siroki basit top kayıpları yaptı ve yarı sahasında çıkmakta zorlandı. Rüştü kariyerinin en rahat maçlarından birini yaşıyordu. Çay-kahve içmiştir, bağdaş kurup oturmuştur bile, eheh..

Beşiktaş'ın bir an bile olsun temposunu bozduğunu ve oyun disiplininden koptuğunu görmedim. Bu da sevindirici bir haberdi. Takım olmaya başladığımıza işaret bence bu. Skorun rahatlığına rağmen halen maçı 0-0 gibi oynamak büyük yol katetmektir bana göre. Dakikalara 55'i gösterirken kaptan Delgado'nun topu direkten döndü. Çokta iyi vurdu. 58. dakikada Bobo'nun golü ile farkı 3-0'a çıkardık.

Uzun süredir kimse bu kadar baskılı, arzulu bir Beşiktaş görmemişti. Herkese umut saçtı takımımız. Artık maç bitti derken sahneye Tello çıktı ve dakika 86'yı gösterirken çok güzel bir gol attı. Beşiktaş maçı 4-0 kazanarak ön elemeyi kayıpsız geçti.

Şimdi saat 14:00'da yapılacak kura ile gruplara kalmak için eleyeceğimiz rakibimizi bekliyoruz. Kura sonunda Galatasaray ile Beşiktaş'ın rakipleri hakkında bir şeyler karalarım..

Jeremy Menez, Roma'da


Roma, haftalarca peşinden koştuğu Jeremy Menez'i sonunda kadrosuna kattı. Roma'nın Menez için Monaco'ya 14 milyon euro civarında bir bonservis ücreti ödediği söyleniyor. Bence değer bu çocuk için. Daha 21 yaşında ve önü açık. Kapağı Roma'ya atması gelişimi için güzel bir olay. Fransa Ligi'nde henüz 17 yaşındayken hat-trick yaptığınıda belirtelim. Zamanında Sir Alex Ferguson peşinden koşuyordu ama epeydir oradan ses soluk çıkmadı. Bu çocuğu Fransız hayranı olan Arsene Wenger'in nasıl gözünden kaçtığını düşünüp durdum. Adebayor'un yanına Menez iyi giderdi.

Monaco'ya 2006 yılında gelen Menez, kırmızı-beyazlı forma altında oynadığı 64 maçta 14 gol atmıştı.

Shaun Wright-Phillips City'de


Shaun Wright-Phillips eskine takımına dönüş yaptı. Kendisi açısından çok iyi oldu. Chelsea'nin derin kadrosunda kaybolup giden bir isimdi. C.Ronaldo ile beraber bütün bir sahayı 11 saniyede koşabiliyor. Geçen sene Fox Tv'de Chelsea maçını izlerken söylemişti spiker. 4 yıllık sözleşme yapılmış ama ne kadar para alacağı hakkında bir şey söylenmemiş. Mark Hughes'un onu özellikle istediğini biliyorum. Gerçekten çok iyi bir kanat oyuncusu. Deparları olsun ortaları olsun içe kat edişi olsun çok iyidir.

Wright-Phillips 3 yıl önce 30 milyon euroya Stamford Bridge'e gelmişti. Şimdi ise 9 milyon euro karşılığında Chelsea'den alındı. Chelsea'ye pek dokunmaz bu para olayları. Wright-Phillips yarın basın toplantısına çıkacak. Mark Hughes'un Shaun Wright-Phillips hakkındaki demeci;

Mark Hughes: “Onu oldukça beğeniyordum. Takıma geldiğimden beri onu istiyordum. Eminim taraftarlarımızda en az benim kadar heyecanlıdırlar” dedi.