Lost: Via Domus

Epeydir oyun incelemesi yapmıyordum, kısmet bugüneymiş. Lost'u bitirdikten sonra oyununu da bir elden geçirmek istedi gönül. Ama istemeseymiş de olurmuş. 4 GB boyutundaki oyunu üşenmeden indirdim ve kurdum. Oyun hakkında okuduğum bir sürü olumsuz görüşe rağmen oyuna odaklanabilmeyi başardım. Oyuna ilk başladığımız an beni şaşırtan andı. Oyunda dizide olmayan bir karakteri yönetiyoruz. Oysaki ben heveslenmiştim Jack olur, Sawyer olur Kate'le atraksiyonlara gireriz diye :) Her neyse, oyuna başladığımızda dediğim gibi yabancı bir karakteri yönetiyoruz. Karakterimizin adı Elliot. Karakterimiz uçak kazasında hafızasını yitirmiş birisi olarak karşımıza çıkıyor. Görevimiz ise onun hafızasını yerine getirmek ve bu sırada yan görevleri yapmak. Tekrar her neyse diyip oyuna dönüyorum: Gözümüzü ormanda açıyoruz ve sahile doğru gidiyoruz. Bu sırada üçer beşer ana karakterler gözümüze çarpıyor. Michael, Locke, Kate, Jack, Claire, Hurley gibi... Bu karakterlerde ilk olarak baktığım şey yüzlerdeki detaylardı ki bunu oldukça iyi yapan yapımcılar diğer her şeyi de boşvermiş durumda. Oyun aksiyon olarak geçse de aksiyonun a'sı yok. Ara ara aksiyon tadını vermek için müzikler hızlanıyor ediyor fakat sen yine de ne kadar yavaşlarsan yavaşla seni zaman açısından tehtid eden bir şey yok. Kısacası bu açıdan 1/10 versem bile oyuna fazla gelir. Çocuk oyunu tadında. Oysaki diziyi izleyenler bilir zamanın önemini. Oyunda sahilde olduğumuzda rahatlıkla görüyoruz ki 48 kişilik uçaktan kurtulanlar kadrosundan sadece tanıdık isimler var. Onların da birbiriyle konuştuğunu görmedim. Birtek bizle konuşuyorlar, daha doğrusu biz onlarla konuşuyoruz. Yapımcılar bu noktada oyuncuya özgürlüğü vermişler. Örneğin Sawyer'ın yanına gidip istediğimizi söylüyor/sorabiliyoruz. Tabi herkes kendi derdinde olduğundan tek yaptıkları bizi terslemek oluyor orası ayrı.

Dizideki karakterlerin huyları, suyları oyuna gayet iyi yansıtılmış. Örneğin Sawyer, hayatta kalmak için her yol mübah taktiğini izlerken, Locke kaderin çizdiği yolda ilerliyor. Jack ise hasta var mı, kim tedavi edilmek ister tarzı bir yol izliyor. Michael ise Waaaaaaalt diye yırtınmaktan başka bir şey yapmıyor. Ha tabi bir de adadaki ilk geceden sal yapmak için ağaç kesiyor olması beni biraz şaşırttı. Dur biraz be kardeşim, daha umutlar tükemedi!

Oyundaki seslendirmeler genelde başarılı. Çoğu karakterlerin seslendirmesi, dizideki oyuncular tarafından yapılmış. Bazıları ise alakasız kişiler tarafından, bu da oldukça kötü duruyor oynarken.

Oyundaki en merak ettiğim şey adada özgürce dolaşabilmekti. Devasa bir adayı -hele de gizemliyse bu ada- keşfetmeyi hepimiz isterdik elbette. Ama yapımcılar buna gerek duymamışlar. Adada gidebileceğimiz yerler oldukça kısıtlı. Okyanusa ayağımızı sokalım biraz serinleyelim desek onu bile yapamıyoruz yani. Ormanda ise rotamız önceden belirlenmiş ve bizim yapmamız gereken o rotayı izlemek.

Epey, yazdık uzun lafı toparlamak gerekirse: Lost'u bitirdim, oyununu da oynayayım bi' görelim ne yapmışlar diyorsanız eğer oyunu indirin oynayın. İndirin diyorum zira para vermeye değmez oyun. Benim gibi 30-40 dakika zaman geçirin ve silin. Fazladan yer kaplamasın sabit diskte. N'olur n'olmaz. 3 gün sonra 108 dakikada bir butona basacaksın diye bilgisayarı ele geçirir meçiri, hiç çekilmez. O yüzden korkup sildim ben. Siz ne yaparsanız yapın. Ha son olarak unuttuğum bir kötü bir iyi haberim var. Hangisini söyleyeyim önce geyiğine girmeden hemen yazayım onları da. Oyunda bol bol bekleme ekranıyla karşılaşıyorsunuz. Benim sistem gayet iyi olsa da bekleme süreleri uzun geldi bana. Sevmedim yani. Ama bu bekleme ekranlarında diziden sözler söyleyeni ile beraber veriliyor. En azından zaman öyle daha iyi geçiyor, geçmişi hatırlıyorsunuz. Buradan da bir artı aldı oyun. Ha yine bir şey geldi aklıma ki bu da oyunun çok az olan artılarından birisi, oyunu kapatıp yeniden oyuna, son kaydettiğimiz yere girdiğimizde Previously on Lost adı altında geçmişten görüntüler (oyun içi) veriliyor. Burası da oyunun değerini arttırıyor ama ne fayda. Yetmiyor bunlar. Hadi şimdi oynayabiliyorsanız oynayın oyunu :) Son olarak oyundan görüntülerle yazıyı bitirelim. Tüm resimleri üzerlerine tıklayarak büyütebilirsiniz.

Oyunda canlandırdığımız karakter Elliot.
Uçağın kuyruk kısmının koptuğu an. Biz görüldüğü gibi arka kısımdayız fakat nasılsa gözümüzü ön kısımdakilerin yanında açıyoruz.
Kate. Pek iyi modellenmiş olsa da göğüsler küçük geldi biraz bana :)
It's my destiny Locke!
Hurley de hiç fena görünmüyor.
Jack her zamanki gibi oyunda da iş üstünde.
Senin tipin iyi olsa n'olur Michael. Waaaaaaalt.
Jack'in modellemesi görüldüğü gibi gayet iyi.
Sawyer pek iyi olmamış sanki.
Sun unutulmamış ama Jin unutulmuş gibi...
Artık bizim de bir çantamız var!
Claire'den başka herkese benzettim.
Black Smoke da unutulmayanlardan...

0 yorum: